20. Hukuk Dairesi 2013/8225 E. , 2014/1096 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Andırın Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2011
NUMARASI : 2008/282 - 2011/378
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan F.. Y.., İ.. Ş.., Y.. Ş.., M.. D.. vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Orman Yönetimi,... Köyü 95 ve 97 parsel sayılı taşınmazların yörede 1974 yılında yapılan ve 23.03.1975 tarihinde kesinleşen orman sınırları içinde kaldığını iddia ederek, davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.02.2008 gün ve 2008/108 - 1984 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmeli" denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulü ile; Andırın İlçesi, ... Köyü, 95 ve 97 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tam hisse orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalıların dava konusu parsellere müdahalelerinin men"ine karar verilmiş, hüküm davalılardan F.. Y.., İ.. Ş.., Y.. Ş.., M.. D.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 22.03.1974 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların 1952 tarihli hava fotoğraflarında ve 1956 tarihli memleket haritasında orman olduğu gerekçesiyle orman niteliği ile hazine adına tesciline karar verilmiş ise de, delillerin takdirinde yanılgıya düşülmüştür. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkindir. HMK"nın 26. maddesi gereğince (eski HYUY"nın 72.md) “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.” hükmü gereğince ve dava dilekçesindeki talep, kesinleşen tahdit içindeki taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ve tesciline ilişkin olduğundan, mahkemece yapılacak iş; kesinleşmiş tahdit içinde kalan kısmın, talep sonucunu aşmayacak şekilde tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle tesciline karar vermekten ibarettir.
Dosya içeriğinden mahkemece yapılan keşif sonucu, orman ve fen bilirkişilerce kesinleşmiş tahdit haritası ile kadastro paftası çakıştırılarak düzenlenen krokide, davalı taşınmazların kesinleşen tahdit dışında kaldığı belirlenmiştir.
Kaldı ki; dava konusu taşınmazların, Hazine ile A.. G.. ve arkadaşları arasında görülen Andırın Kadastro Mahkemesinin 1987/4 - 1989/78 sayılı kadastro tesbitine itiraz davasında, davanın orman kadastrosuna itiraza dönüştüğü anlaşılarak, orman araştırması yapılmış, taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenerek, davalı kişiler adına tesciline karar verilmiş, bu karar temyiz aşamasından geçerek kesinleşmiştir. Bu davada Orman Yönetimi taraf olmasa da, bu karar Orman Yönetimi açısından güçlü delil oluşturur. Artık dava konusu taşınmazların orman olmadığı hükmen belirlenmiştir.
Açıklanan nedenlerle Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.