Esas No: 2021/8774
Karar No: 2022/3011
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8774 Esas 2022/3011 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/8774 E. , 2022/3011 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen karara karşı davalı vekilince süresi içerisinde temyiz yoluna başvurulmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; müvekkilinin murisi ... kendi sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halinde iken davalıya sigortalı araç ile çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, davacının ölenin desteğinden yoksun kaldığını, sigorta şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı için şimdilik 40.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince taleple bağlı kalınarak başvurunun kabulü ile 40.000,00 TL'nin destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak başvurana verilmesine karar verilmiş, davalı vekilinin karara itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazı reddedilmiştir. Karara karşı davalı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hakem kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu trafik kazasının, davacının murisi ...'ın sevk ve idaresindeki araç ile kavşakta, köy yolundan ana yola giriş yapmak isterken, davalıya sigortalı aracın sol yan kısmına çarpması neticesinde meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Kaza mahallinde, kaza günü trafik polisleri tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında "olay yerindeki incelemeden kazanın oluşumunda Sürücü ...'ın (davacının desteği) 2918 sayılı KTK'nın 57/1-a maddesi gereğince ilk geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermeme kuralını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsü ...'nun ise kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı" belirtilmiştir.
Aynı olaya ilişkin olarak yaralamalı trafik kazası nedeniyle, Küre Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma dosyasında Ankara Adli Tıp Kurumundan alınan 08/10/2018 tarihli kusur raporunda "Sürücü ...'nun olay yeri kavşağa geldiği esnada seyrini kontrollü ve müteyakkız sürdürmesi gerekirken sürdürmediği, kavşak mahallinde aynı istikamette seyreden bir aracı sollamaya geçtiği, far ışığı altında yola gereken önemi vermediği, yolun sağından kavşağa giriş yapan araca sol ön kısımları ile çarptığı, bu nedenle dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile kusurlu oluğu, müteveffa sürücü ...'ın ise aracı ile olay mahalli kavşağa geldiği esnada, yolun solunu gerekli ve yeterli şekilde kontrol etmediği, Devlet Karayolunu takiben yaklaşmakta olan aracın hız ve mesafesini dikkate almadığı, Devlet Karayolunda kavşağa kontrolsüz şekilde girmesiyle meydana gelen kazada, dikkat ve özen yükümlüğüne aykırı davranışıyla kusurlu olduğu bu haliyle her iki sürücünün de eşit derecede kusurlu olduğu" belirtilmiştir.
Kaza tespit tutanağı ile hükme esas alınan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunmaktadır. Uyuşmazlık Hakem Heyetince, kaza tespit tutanağı ve hükme esas alınan rapor arasındaki kusur dağılımına ilişkin çelişki giderilmeden davalının %50 kusurlu olduğu kabul edilerek hesaplanan tazminata karar verilmiş, davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazları da İtiraz Hakem Heyetince reddedilmiştir. Dosya bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir, eksik inceleme ile karar verilemez.
O halde, İtiraz Hakem Heyetince, ceza davası açılmış ise araştırılarak dosyaya teminini sağlandıktan sonra, trafik hususunda uzman kuruldan kaza tespit tutanağı, soruşturma aşamasındaki Adli Tıp raporu ve varsa ceza dava dosyasındaki rapor da irdelenmek suretiyle tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre tarafların olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık rapor alınması ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-a-Kabule göre; zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur, Borçlar Kanunu'nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılması da gerekebilecektir.
Davalı vekili davacı desteğinin emniyet kemeri takmadığından vefat etmesi nedeniyle kazada müterafik kusurlu olduğunu ve tazminattan indirim yapılması gerektiğini savunmuş, İtiraz Hakem Heyetince kaza tespit tutanağında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı tespit edilemedi olarak işaretlendiğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin itirazı reddedilmiştir.
11/06/2018 tarihli Küre C. Başsavcılığı'nın 2018/153 soruşturma numaralı Olay Yeri Tutanağında; mütevveffa ...'nin araçtan fırladığı belirtilmiş, yine soruşturma dosyasındaki ifadelerde de destek sürücü ...'nin araçtan fırladığı yolun sağ tarafında yerde yatar vaziyette olduğu belirtilmiştir.12/06/2018 tarihli Ölü Muayene Tutanağında, ...'ın ölüm sebebinin boyun kırığına bağlı dolaşım ve solunum durması olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda desteğin emniyet kemeri takmaması ile ölümü arasında illiyet bağı olduğu sabit olup, belirlenen tazminattan %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmamıştır.
b-Kabule göre; somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 6.000,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiş, davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının da reddine karar verilmiştir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve 3-a-b numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin,temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.