Esas No: 2021/8227
Karar No: 2022/3065
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8227 Esas 2022/3065 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/8227 E. , 2022/3065 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılaması sonunda başvurunun kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde İtiraz Hakem Heyetince itirazının reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 13/04/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını belirterek belirsiz alacak olarak 5.000 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, talebini 69.674,30 TL'ye arttırmıştır.
Davalı vekili, talebin reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, talebin kısmen kabulü ile 55.739,44 TL'nin 07/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına davalı vekilince itiraz edilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince itirazların reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Sürekli işgücü kaybı tazminatının belirlenmesinde, davacının son gelir durumu ile birlikte muhtemel yaşam süresinin ve bu sürenin ne kadarında aktif çalışma hayatının devam edeceği, ne kadarında pasif dönemde bulunacağının tespiti önem arzetmektedir. Çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa kalan sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu; sürekli işgücü kaybı nedeniyle tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Özel yasaları gereği çalışma süreleri ayrık olarak düzenlenenler dışında kalan kişiler yönünden, aktif- pasif devre ayrımı anılan şekilde yapılmakla birlikte; asker, polis gibi özel yasaları ile çalışma süreleri farklı belirlenen kişiler için sürelerin bu yasalardaki düzenlemelere göre belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olayda; davacı, polis memuru olup, kazadaki yaralanması sonucu işgücü kaybına uğramıştır. Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından hükme esas alınan aktüer raporunda, davacının 60 yaşına kadar çalışacağı ve aktif devresinin devam edeceği; 60 yaşı ile muhtemel bakiye ömür süresi sonu arasındaki dönem için de pasif devrede olacağı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Oysa, yukarıda açıklandığı üzere, kendi özel yasaları gereği daha erken emekli olma (aktif devresi sona erme) imkanı bulunan meslek gruplarından birinde yer alan davacı için, herhangi bir araştırma yapılmadan, 60 yaş sonunun aktif devre sonu olarak kabulü mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle; polis memuru olan ve 60 yaşından önce emekli olma ihtimali bulunan davacının çalıştığı kuruma ve SGK Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne yazı yazılarak, davacının yaşı ile mesleki kıdemine göre muhtemel emeklilik yaşının kaç olduğunun sorulması; yazı cevabının gelmesinden sonra, bildirilen muhtemel emeklilik yaşı da dikkate alınarak, bildirilen yaşa kadar aktif devre ve bu yaş ile muhtemel ömür sonu arası süre için AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden pasif devre hesabının yapılması için ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre (davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacı için, hakem heyetince benimsenerek karara esas alınan aktüer bilirkişi raporunda, geçici iş göremezlik zararı, polis memuru olan davacının almış olduğu maaşı üzerinden hesaplanmıştır. Davacı devlet memuru olup çalışamadığı dönemde maaşını almaya devam ettiğinden geçici iş göremezlik tazminatının maaşı üzerinden hesap edilen bilirkişi raporunun karara esas alınması hatalı olmuştur. Davacı yönünden geçici iş göremezlik zararı, maaşını almış ise çalışamadığı dönemde eğer alıyorsa fazla çalışma ücreti, ikramiye gibi yan ödemelerden ibaret olduğu göz önüne alınmalıdır. Davacının çalışamamaktan dolayı ikramiye, fazla çalışma ücreti gibi yan ödemeleri alamamasından kaynaklanan zararı olmuş ise çalıştığı kurumdan bu hususlar sorularak, bunun geçici iş göremezlik zararı olarak belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden, fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 22/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.