Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12165
Karar No: 2016/11833
Karar Tarihi: 29.09.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/12165 Esas 2016/11833 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/12165 E.  ,  2016/11833 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak, hükümde belirtilen gerekçelerle, asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı kısmen kabul kararı verilmiştir.
    Hükmün davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 2010 yılı Mart ayından dava tarihi olan 05.02.2013 tarihine kadar geçen çalışmalarının tespitini talep etmiştir. Mahkemece asıl ve birleşen davalar yönünden dava kısmen kabul edilerek, ilk karar davacı tarafından temyiz edilmediğinden usulü kazanılmış hak gereği 01.07.2011-13.07.2011 arası dönem dışlanmak suretiyle, 01.03.2010-05.02.2013 tarihleri arası çalışmanın tespitine karar verilmiştir. Ancak dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir.
    Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. 506 sayılı Yasanın 6. maddesinde ifade edildiği üzere sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve feragat edilemez. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
    Somut olayda dosyadaki belgeler incelendiğinde, ... Vergi Dairesinin 24.01.2012 tarihli Yoklama Fişinde; davalı şirketin 31.08.2011 tarihinde adresten ayrıldığı tespit edildiğinden resen terk işleminin yapıldığı belirtilmişken, 28.04.2011 tarihli Yoklama Fişinde; “sözkonusu tarihte ilgili adrese gidildiği, şirket yetkilisi
    ..."in ..."da olduğu, şirketin faaliyete devam ettiği, ...8359 sigorta sicil numaralı çalışanı ... tarafından beyan edilmiştir.” şeklinde tutanak tanzim edildiği, yine işyerinde 13.05.2011 tarihinde yapılan denetim sonucu düzenlenen 13.07.2011 tarihli SGK Kontrol Memuru Raporunda; şirketin uzun süredir kapalı olduğu, faaliyetinin olmadığının tespit edildiği, anlaşılmaktadır. Söz konusu belgelerin içeriğinden, dava döneminde davalı şirketin faal olup olmadığı hususundaki çelişki giderilmeden karar verildiği anlaşılmakta olup, verilen karar eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
    Mahkemece, dava konusu dönem yönünden yapılacak iş; öncelikle işyerinin varlığı araştırılmalı, bu kapsamda davalı şirketin tasfiye ve terkin durumu araştırılıp, terkin edilmişse terkin tarihi Ticaret Sicil Memurluğu"ndan sorulmalı, yukarı da bahsedilen vergi yoklama kayıtları arasındaki çelişki giderilmeli, yine 13.07.2011 tarihli Kurum saptaması da irdelenmeli, böylece işyerinin varlığı, kapsamı, faaliyet durumu tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya konulmalı, sonrasında davacının çalışma iddiası da usulünce araştırılarak, böylece uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi