3. Hukuk Dairesi 2013/3140 E. , 2013/5003 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kişisel eşyaların iadesi davalarının davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkiline ait çeyiz eşyalarının, ayrı yaşadığı davalı eşin zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek; müvekkiline ait çeyiz eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde ise bedellerinin faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen 2011/1130 Esas sayılı davada ise; müvekkiline düğününde takılan onbeş tane cumhuriyet altını, on adet çeyrek altın, altı adet ... burması, üç adet altın yüzük ile bir adet altın kolyenin davalı eşi tarafından araba almak ve kredi borçlarını ödemek amacı ile ödünç alındığını, ancak davalının almış olduğu bu ziynet eşyalarını iade etmediğini ileri sürerek; ziynet eşyalarının aynen, bunun mümkün olmaması halinde ise bedellerinin faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacının çeyiz eşyalarına ilişkin iddialarının doğru olmadığını, zira talep edilen beyaz eşyaların kendisi tarafından alındığını, ayrıca geriye kalan çeyiz eşyalarını iadeye hazır olduğunu, öte yandan davacıya kendisinin taktığı üç adet bilezik ile düğüne katılan davetliler tarafından takılan altınları davacının rızasıyla borçlarını ödemek için bozdurduklarını, ailesinin taktığı bir adet bileziğin ise davacı tarafından götürüldüğünü savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl davada; davalı tarafından davacıya iade edilen bir kısım çeyiz eşyaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer çeyiz eşyalarının ise davacı tarafından çeyiz olarak götürüldüğü ve davalıda kaldığı hususlarının ispat edilememesi nedeniyle bu eşyalara ilişkin istemin reddine, birleşen davada ise; düğün sırasında takılan 4 adet bilezik ile 10 – 15 kadar çeyrek altının düğün borçlarının ödenmesi için davacının rızasıyla bozdurulduğu gerekçesiyle ziynet eşyalarına ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından asıl ve birleşen davalar yönünden temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın asıl davaya yönelik tüm, birleşen davaya yönelik sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak; düğün takıları kim tarafından takılırsa takılsın kadına ait kişisel eşya sayılır. Bu nedenle ziynet eşyalarının, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere verildiğini, bu eşyayı kadından alan kişi ispat etmelidir.
Somut olayda; davacı, onbeş tane cumhuriyet altını, on adet çeyrek altın, altı adet ... burması, üç altın yüzük ile bir altın kolyenin iadesini talep etmiş ise de, gösterdiği kendi delilleri ile bu ziynet eşyalarının düğünde takıldığını ispatlayamamıştır. Ancak, davalı koca, düğünlerinde sadece 4 adet bilezik ile davetliler tarafından bir miktar çeyrek altın takıldığını ve bunlardan bir adet bileziğin davacı tarafından götürüldüğünü, diğerlerinin ise ihtiyaç için bozdurulduğunu ikrar etmiştir. Nitekim, tanık olarak dinlenilen babası Hanifi Bayırlı’da, düğüne katılan davetliler tarafından takılan 10 -15 adet altını davalıya verdiğini ve bu altınların borçlar nedeniyle bozdurularak harcandığını beyan etmiştir. Davalının ikrarı ve davalı tanığının bu beyanı ile davacı kadına ait 3 adet bilezik ile on adet çeyrek altının davalı koca tarafından bozdurulduğu kanıtlanmıştır. Öte yandan; gerçekleşen bu durum karşısında ispat yükü kendisine geçen davalı koca, davacı kadının bu altınları iade edilmemek üzere kendi rızası ile verdiğini ispatlayamamıştır.
Bu durumda mahkemece; 3 adet bilezik ile on adet çeyrek altın yönünden ziynet eşyası alacağının kanıtlandığı gözetilerek birleşen davanın kısmen kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.