Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6902
Karar No: 2021/10135
Karar Tarihi: 14.10.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/6902 Esas 2021/10135 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/6902 E.  ,  2021/10135 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
BİRLEŞEN 2010/406 E. - 2010/677 K. SAYILI DOSYASI

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I


Davacı,Adana Orman İşletme Müdürlüğünün 21/12/2009 tarihindeki açık artırmalı orman emvali ihalesinde 50.000 kg. fıstıkçamı kozalağının davalı ..."a 125.000,00 TL bedelle ihale edildiğini, davalı tarafından yasal süresi içinde emvalin satışının yapılmadığını, bunun üzerine davalı tarafından idareye yatırılan teminat irat kaydolunarak ilgili emvalin 19/02/2010 tarihinde ikinci kez ihalesi yapılarak en yüksek bedel olan 55.000,00 TL ye satıldığını, ilgili tarafından emvalin bedeli ödenerek satışın gerçekleştiğini, idarece iki satış arasında doğan 70.000,00 TL ihale bedel farkı ile gecikme bedeli, faiz ve KDVnin ödenmesinin davalı şirketten talep edildiğini,ancak davalı tarafça ödemede bulunulmadığnı belirterek 70.000,00 TL idare zararının, gecikme cezası,KDV,faiz ve cezai şart toplamının zarar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş,birleşen davada; Adana Orman İşletme Müdürlüğünün 21/12/2009 tarihindeki açık artırmalı orman emvali ihalesinde Adana Orman İşletme Şefliği Akyatan İnnaplıhüyüğü mevkiindeki kumul ağaçlandırma sahasında bulunan 2 nolu partideki 135.000 kg fıstıkçamı kozalağının davalıya 344.250,00 TL bedelle ihale edildiğini, ancak davalının yasal süre içerisinde ilgili emvalin satışını yaptırmadığını, bunun üzerine davalı tarafından idareye yatırılan teminatın irad kaydolunarak ilgili emvalin 15.01.2010 tarihinde ikinci kez ihaleye çıkartıldığını, en yüksek peyi veren ...,"a 178.200,00TL bedelle satıldığını ve ilgili tarafından emvalin bedeli ödenerek kesin satışın gerçekleştiğini, idarece iki ihale farkı bedeli 166.050,00 TL ile gecikme bedeli, faiz ve KDV"nin ödenmesinin davalı şirketten talep edildiğini, ancak davalı şirketin idare zararını gidermemekte direndiğini bildirerek iki ihale bedeli farkı olan 166.050,00 TL ile gecikme cezası, KDV, faiz ve cezai şart toplamının zarar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davaya herhangi bir cevap vermemiştir.
Mahkemece, asıl davanın; davacının 70.000,00 TL zararına ilişkin alacak talebinin kabulü ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının faiz talebinin reddine,birleşen davanın; davacının 166.050,00 TL zararına ilişkin alacak talebinin kabulü ile 22/02/2010 tarihinden itibaren TCMB. nin kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faiz oranına göre hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen dava davacısı tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 50. maddesine göre; Medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Yine aynı Kanunun 51. maddesine göre dava ehliyeti ise medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir.
Taraf ehliyeti medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukundaki karşılığı olup doğumla başlar, ölümle son bulur. Kimlerin taraf ehliyetine sahip olduğu Türk Medeni Kanununa göre belirlenir. (TMK m.8, ve 48) Buna göre hak ehliyetine sahip olan her gerçek veya tüzel kişi davada taraf ehliyetine sahiptir. Türk Medeni Kanunu"nun 28/1. maddesine göre, gerçek kişilerin kişiliği ve bununla hak ehliyeti ölümle sona erer. Bu sebeple dava tarihinden önce ölmüş olan kişiye karşı dava açılamaz. Dava açılması halinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 124. madde hükmü gereği mirasçıların davaya katılımı sağlanabilmektedir. Dava açıldıktan sonra ölen şahıslar için yine hukuken kişilik ortadan kalktığından eğer ölenin mirasçıları davaya katılacak ya da davaya devam edebilecek ise Türk Medeni Kanunu"nun 605 vd. uyarınca kanunla belirlenen süre geçinceye kadar dava ertelenebilir. Bu halde ölen şahsın mirası kabul eden mirasçıları zorunlu dava arkadaşı olarak yargılamada yer alır. Dava ehliyeti ise medeni hukuktaki fiil ehliyetinin karşılığı olup, bir kişinin kendisi veya yetkili kılacağı bir vekil aracılığı ile davayı takip etmesi ve usulü işlemleri yapabilme yeteneğidir. Fiil ehliyeti olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptir.
6100 sayılı HMK 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Dava şartları davanın başlangıcından sonuna kadar bulunması gereken şartlardır. Bir başka deyişle dava açan ve davalı konumunda bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davanın devamı ve hüküm kesinleşinceye kadar bu ehliyetini korumuş olmalıdır.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir Bu
.nedenle, davanın tarafları, taraf ehliyetine sahip olmalıdır. Yani, bir davada taraf olabilmek için, ya, hakiki şahıs; ya da hükmi şahıs olmak gerekir. Zira, taraf ehliyeti, medeni hukukun haklardan istifade ehliyetine tekabül eder
Yine Türk Medeni Kanunu"nun 612/I. maddesinde, mirasın en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunması halinde Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Bu hüküm gereğince, taraflardan birisinin ölmesi ve en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından mirasın reddedilmesi halinde Sulh Mahkemesince miras, iflas hükümlerine göre tasfiye edileceğinden, Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunularak tasfiye memuru ataması yaptırıldıktan sonra, davanın tasfiye memuruna yöneltilerek devam ettirilmesi zorunlu hale gelir.
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olduğundan bu husus görevi gereği mahkemede ve temyiz halinde Yargıtay’ca da kendiliğinden gözetilir.
Somut olayda, davalı müteveffa 04.05.2021 tarihinde vefat etmiş olup, mirası tüm mirasçıları tarafından kayıtsız şartsız reddedilmiş, Bursa 8.Sulh Hukuk Mahkemesinin 04.06.2021 tarih 2021/682 E.-2021/686 K. sayılı kararı ile bu husus tespit ve tescil edilmiştir. Bu durumda yukarıda açıklanan yasa hükümleri doğrultusunda terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine ilişkin sürecin beklenilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, buna riayet edilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte bozma sebebine davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK"nin geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nin 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14/10/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.








Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi