14. Hukuk Dairesi 2016/15073 E. , 2020/3444 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 04.11.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davalı ... yönünden pasif husumet yokluğundan reddine, davalı ... ve ... yönünden kabulüne dair verilen 24.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK"nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, ... ve ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1) HMK"nın "Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi" başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.
Aynı yasanın "Hükmün kapsamı" başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
"Hükmün yazılması" başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
10.4.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
Somut olayda, kısa kararda “Davanın kabulü ile; 3363 parsel sayılı taşınmaz lehine, 3102 parsel sayılı taşınmaz aleyhine, 21/03/2016 tarihli rapor ve krokisinde 1. seçenek olarak gösterilen; kırmızı renkli 149,69 m2"lik yerden geçit hakkı tesisine” karar verilmiştir.
Gerekçeli kararda ise “Davanın ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, ... ve ... yönünden kabulü ile; 3363 parsel sayılı taşınmaz lehine, 3102 parsel sayılı taşınmaz aleyhine, 21/03/2016 tarihli rapor ve krokisinde 1. seçenek olarak gösterilen; kırmızı renkli 149,69 m2"lik yerden geçit hakkı tesisine” karar verilmiştir.
Bu durumda kısa kararda davalı Hazine yönünden davanın reddine yönelik bir hüküm kurulmadığı halde gerekçeli kararda davalı Hazine yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi yönünde hüküm kurularak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana gelmiş olup bu husus kararın infazında tereddüt oluşturacağından gerekçeli karar ile kısa karar arasındaki çelişki giderilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
2) Kabule göre de; davalı ... vekili tarafından, geçit güzergahı ile yükümlü kılınan 3102 parsel sayılı taşınmaz ile yine davalı ...’a ait 3596 parsel sayılı taşınmazların ayrı ayrı parsel numaralı olmasına karşın bir bütün olarak kullanıldığı iddia edildiğinden, bu konuda taraf delilleri toplanmak suretiyle yukarıda bahsedilen taşınmazların aralarında ayırıcı bir snır olmaksızın bir bütün olarak kullanılıp kullanılmadığının tespiti ile, bütün olarak kullanıldığının belirlenmesi halinde diğer alternatiflerin değerlendirilmemiş olması doğru görülmemiştir.
3) Ayrıca kurulan geçit irtifakının Türk Medeni Kanununun 748/3. maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde davalıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.