Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3319
Karar No: 2020/19783
Karar Tarihi: 23.12.2020

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2020/3319 Esas 2020/19783 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2020/3319 E.  ,  2020/19783 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket bünyesinde bulunan ... Termik Santrali Yatağan İşletme Müdürlüğünde çalıştığını, davalı işverende örgütlü ... Sendikasına üye olduğunu, davacının asıl işverenden ihale ile iş alan farklı alt- işveren şirketlerin personeli olarak zincirleme iş sözleşmesi ile çalıştırıldığını, davacının daha sonra ... Elektrik Üretim A.Ş. bünyesine kadrolu işçi olarak atandığını ve Toplu İş Sözleşmesinden istifade ettiğini, asıl işverenin alt işveren firması ile muvazaa içine girerek İş Kanunu"nun 2. maddesine aykırı olarak asıl işi bölmek suretiyle işi davacının işvereni konumunda gösterilen firmalara verdiğini, davalı tarafın davacının gönderdiği sendika üyelik fişini davacının ve listede adları bulunan diğer kişilerin taşeron personeli olduğunu gerekçe göstererek üyelik formlarını sendikaya iade ettiğini, davalı asıl işveren ile diğer firmalar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun ve davacının işyerinde uygulanan İşletme Toplu İş Sözleşmesinden yararlanması gerektiğinin tespitine ve davacının Toplu İş Sözleşmesinden doğan işçilik alacakları farklarının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, müvekkili idarenin ihale makamı olup, işveren sıfatını haiz olmadığını, bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddini, 4857 Sayılı İş Kanununun 2. Maddesi 8. Fıkrası hükmü gereği davacı tarafın davayı açma hakkı bulunmadığını, kamu kuruluşu olan müvekkilinin genel müdürlük ile işveren firmalar arasında, herhangi bir muvazaa olmadığı gibi, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin de bulunmadığını, dava konusu sözleşmelerde alt işveren ilişkileri incelendiğinde, muvazaanın tam tersine, gerek asıl işveren ve alt işveren arasındaki ilişkinin, gerekse alt işveren ve işçileri arasındaki iş sözleşmesinin geçerliliğinin istendiği anlaşılmakla alt işveren ilişkisinde, muvazaanın unsurlarına tamamen ters ilişkiler ortaya çıktığını, bu nedenle muvazaanın kurucu unsurlarının ve bunlara ilişkin hüküm ve sonuçların neredeyse hiç gerçekleşmediği bir ilişkide muvazaadan bahsetmenin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk derece mahkemesince, yargılama neticesinde toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının, muvazaalı alt işverenlik ilişkisi sebebiyle başlangıçtan itibaren asıl işveren davalı kurumun işçisi olduğu, davacının kadroya geçirildiği tarihe kadar muvazaalı çalıştırılması nedeniyle Toplu İş Sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğinin tespiti ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu:
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
    Bölge adliye mahkemesince, “Davalının elektrik üretim görevini yapan kamu tüzel kişisi olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple davalının 4628 sayılı Kanun"un 15.maddesindeki imtiyazdan yararlanmasında kuşku yoktur (Davacı 06/03/2013 tarihinde kadroya geçmekle muvazaalı talep edilen dönemin 4628 sayılı Kanun hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır). Söz konusu asıl işin tamamının ya da bir kısmının herhangi bir sınırlamaya bağlı kalmaksızın alt işverene verilebileceğini öngörmekle birlikte asıl işveren - alt işveren ilişkisinin genel muvazaa hükümleri yönünden denetime tabi tutulmasına engel değildir.
    Bir hukuki ilişkide muvazaa olup olmadığı, hukuki bir değerlendirmedir. Bilirkişi raporu mahkemeyi bağlamaz. Bilirkişiler bakım ve kontrollerin düzenlenmesinin yapılması gerektiği, üretim sürecinin bir bütün olduğunu belirtmişler ise de, davacı tarafça yapılan iş üretim değil bakım ve onarım işidir. Makine ve teknik aksamın bakım ve onarımı olmadan üretim olmayacağını söyleyerek her iki işin aynı iş olarak kabul etmek teknik olarak hatalıdır. Yapılan iş elektrik üretim işinden tamamen bağımsız bakım-onarım işi olduğu, teknik iş yaptığı, makinelere göre uzmanlık gerektirdiği, dolayısıyla davacının çalıştığı tarihte yürürlükte olan 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun"un 15.maddesi gereğince uzmanlık gerektiren işler ve yapılan sözleşmenin 4857 sayılı İş Kanunu 2.maddesine de aykırı olduğundan söz edilemeyeceğinden davacının bağlı olduğu işveren şirket ile davalı Kurum arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanununun alt işveren yönetmeliğinde belirtilen şartlara uygun olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla açıklanan nedenlerle geçerli bir asıl-alt işveren ilişkisinde alt işverenin işçisi asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağından, alt işverenin işçisi davacının davalı asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklara yönelik hak kazanamayacağı, muvazaa iddiasının tüm dosya kapsamı ile yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Yatağan Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi"nin 2016/48 esas - 2017/317 karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/b-2 maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu :
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 15. maddesi “Elektrik enerjisi üretim, iletim ve dağıtım faaliyeti gösteren kamu tüzel kişileri, gerekli hallerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini tabi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde hizmet alınması yoluyla yaptırabilirler” şeklindedir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 2/6. maddesine göre bir işverenden işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren - alt işveren ilişkisi denir.
    Alt işveren uygulaması bir işletmesel karardır. Alt işverene devrin işletme gereklerine dayanan geçerli fesih sebebi olması, 4857 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 6. ve 7. fıkraları uyarınca geçerli ve muvazaaya dayanmayan asıl işveren - alt işveren ilişkisinin kurulması şartına bağlıdır. Muvazaa Borçlar Kanunu"nda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesi arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Üçüncü kişileri aldatmak kastı vardır ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaanın ispatı genel ispat kurallarına tabidir.
    İşverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren-alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek istenmiş ve 4857 sayılı Kanun"un 2/7. maddesinde bu konuda bazı muvazaa kriterlerine yer verilmiştir. Bu kriterler, asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi sureti ile haklarının kısıtlanması veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisinin kurulması olarak belirtilmiştir.
    4857 sayılı Kanun’un 2. maddesinde belirtilen unsurları taşımayan alt işveren uygulaması, fesih için geçerli sebep kabul edilemez. 4857 sayılı Kanun’da yardımcı işlerin alt işverene verilmesinin herhangi bir şarta bağlanmaması sebebiyle, bu nevi işlerin muvazaa olmaması kaydıyla alt işverene devri sebebiyle iş sözleşmesinin feshedilmesi hâlinde, feshin geçerli sebebe dayandığı kabul edilebilir. Buna karşılık, 6. fıkra gereğince, asıl işin bir bölümünde işletme ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler alt işverene devredilebilecektir. Anılan düzenlemede baskın öğe, “teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren” işlerdir. Başka bir anlatımla işletmenin ve işin gereği ancak teknolojik sebepler var ise göz önünde tutulur. Dolayısıyla, söz konusu hükümdeki şartlar gerçekleşmeden asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâlinde, asıl işveren - alt işveren ilişkisi geçersiz olacağından iş sözleşmesinin feshi de geçersiz olacaktır.
    Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 15. maddesi uyarınca asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanmadığı kabul edilmiş ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 30.09.2015 tarih, 2015/1895, 2015/1779 esas ve karar sayılı kararı uyarınca muvazaanın benzer dosyalarda kabul edilmesine ve Dairemizce önceki hukuki görüş korunmakla beraber hukuki istikrar adına Hukuk Genel Kurulu"nca verilen kararlara uyulmasına karar verilmiştir. Buna göre Bölge Adliye Mahkemesince davacının muvazaa iddiası kabul edilerek, davacının taleplerinin değerlendirilmeye tabi tutulması ile karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi Kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi