21. Hukuk Dairesi 2013/21957 E. , 2014/1914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Adana 5. İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/02/2012
NUMARASI : 2010/387-2012/43
Davacı, 0724712500 sicil numarası ile 04/08/1983 tarihinde başlayan mecburi Bağ-Kur sigortalılığının 11916031 sicil numarası ile mecburi SSK sigortalısı olarak çalışmayla başladığı 01/05/1987 tarihinde son bulduğunun ve bu tarihten sonra SSK sigortalılığının geçerli olduğuna karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 04.08.1983-01.05.1987 tarihleri arasında Esnaf Bağ-Kur sigortalısı oldduğunun tespiti ile 01.05.1987 tarihinden itibaren de 506 sayılı yasa kapamındaki çalışmalarının geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının vergi kaydından dolayı Kurumca res"en 04.08.1983 tarihinde 1479 sayılı yasaya göre tescil edildiği, 04.08.1983-10.12.1993 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu, oda ve sicil kaydının bulunmadığı, davacının 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı çalışmalarının ise 01.05.1987 tarihinde başladığı ve 31.12.2000 tarihine kadar devam ettiği, 1987 ve 1989 yıllarındaki SSK"lı çalışmalarının kısa süreli olup, diğer yıllarda ise kesintisiz çalışmasının bulunduğu, Kurumca davacının 04.08.1983-10.12.1993 tarihleri arasında 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalı sayıldığı, bu dönem ile çakısan 506 sayılı yasa kapsamındaki çalışmaların ise iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, 506 sayılı Kanun ile 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın çakışması halinde hangisine öncelik verileceği noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece hükme dayanak olarak gösterilen 5510 sayılı Yasanın 53. maddesinin, aynı Yasanın geçici 33. maddesine göre, Yasanın yürürlüğe girdiği 1.3.2011 tarihinden önceki uyuşmazlığa uygulanması mümkün değildir. O halde uyuşmazlık 1479 ve 506 sayılı Kanunlar uyarınca çözümlenmelidir.
"Çakışan sigortalılık sorununu" gerek 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu birbirlerine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmasını yasaklayıp sigortalının önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanıyarak çözüme ulaştırmaya çalışmışlardır. Yasal sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumu kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasanın 3. maddesinin I. ( F ) bendinde "Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların" ( K ) bendinde ise, "Herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların" sigortalı sayılmayacağı" belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 Sayılı Bağ-Kur Kanunu"nun 24. maddesinin I. ve II. Fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında. başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılık mümkün olmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmaktadır (3.10.2001 gün ve E: 2001/21-627, K: 2001/659 Sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı).
Somut olayda; davacının vergi kaydına göre 04.08.1983-10.12.1993 tarih aralığında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu, 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı çalışmasının ise 01.05.1987 tarihinde başladığı ortadadır.
Yapılacak iş; Kurum, davacıyı 04.08.1983-01.05.1987 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa uyarınca Esnaf Bağ-Kur sigortalısı kabul ettiğinden davacının bu süre yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu talep için hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar vermek, 01.05.1987 tarihinden sonraki 506 sayılı yasa kapsamında sigortalı sayılması yönündeki talebinin ise, davacının önceden başlayan 1479 sayılı Yasa kapsamındaki Bağ-Kur sigortalılığına geçerlilik tanıyarak, davacının bu yödeki talebinin de reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde bulundurulmaksızın istemin reddine karar vermek yerine yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.