11. Hukuk Dairesi 2017/2551 E. , 2019/1476 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada .... .... Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 29/09/2015 gün ve 2013/426 - 2015/528 sayılı kararı onayan Dairenin .../04/2017 gün ve 2016/2179 - 2017/2293 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalı bankanın, müşterisi ... Tarım Ürünleri Akaryakıt ve Nakliyat Ltd. Şti."ye çek keşide etmek üzere çek karnesi vermesi gerekirken, çek karnesini gerçekte olmayan ... Petrol Ürünleri ve Tic. Ltd. Şti. adına verdiğini ... Petrol Tic. Ltd. Şti. tarafından davacıya ....000 TL bedelli çekin verildiğini, yasal sürede bankaya ibraz edildiğinde çekin karşılıksız olduğundan yapılan takipte borçlunun unvanının çek yaprağına hatalı yazılması sonucu borçlu adına kayıtlı taşınmaz ve araç kayıtlarına haciz uygulanamadığını, borçlunun bu malları satarak elden çıkardığını, alacağın tahsil edilmesinin zorlaştığını, davalı bankanın objektif özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bu hatası nedeni ile davacının zarara uğradığını ileri sürerek şimdilik ....000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur:
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 27,... TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/.... maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, .../02/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava, davalı bankanın özen yükümlülüğüne aykırı ve kusurlu fiiline ve buna bağlı sorumluluğuna dayalı bir tazmin davası niteliğindedir.
Mahkemece toplanan kanıtlar ile sabit olduğu, tarafların ve mahkemenin de kabulünde bulunduğu üzere, davacı yanın yetkili hamili bulunduğu ....4.2008 keşide tarihli, ....000 TL değerindeki çek üzerindeki keşideci unvanı, aslında var olmayan bir limited şirket olarak kayıtlanmıştır. Çekin keşide tarihi nazara alındığında, olaya uygulanması gereken mülga 3167 sayılı “Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’un .... maddesi ve bu hükme dayalı olarak yayımlanan.... Bankası Tebliğlerine göre, çek defterleri bankalarca bastırılır ve çek üzerinde sair zorunlu hususların yanında mutlak surette hesap sahibinin adı veya ticari unvanının da -elbette ki kayıtlara uygun olarak- belirtilmesi gerekir.
Bu durumda, davalı banka tarafından düzenlenen çek üzerine, matbu olarak. çekle işleyen hesabın sahibi olduğu anlaşılan ... Tarım Ürünleri Akaryakıt ve Nakliyat Ticaret Ltd. Şti. yerine “... Petrol Ürünleri Ltd. Şti.” yazılmış olması, bankanın gerek Bankacılık Kanunu ve gerekse de yukarda değinilen kanun ve bağlı mevzuat hükümlerinden kaynaklanan ve çek hamillerine karşı olan yükümlülüğünün ihlali niteliğindedir.
Dosya kapsamı uyarınca, davacının, hamili bulunduğu çekin karşılıksız çıkması üzerine, çek üzerinde hesap sahibi olarak gösterilen limited şirket hakkında başlatmış olduğu takip işlemlerinden sonuç alınamadığı, mesele mahiyetinin anlaşılıp icra takibinin gerçek hesap sahibine yöneltilmesinin sağlanması için geçen zaman içerisinde, çek keşidecisi gerçek hesap sahibi şirket yetkililerinin şirket varlığını elden çıkaran pek çok iş ve işlem yaptıkları, sonuç itibariyle çekin keşideciden tahsilinin halen dahi mümkün olmadığı sabittir.
Yerel mahkemenin, yukarda açıklanan esaslar çerçevesinde, davalı bankanın ihmalinin davacı yana karşı bir haksız eylem niteliğinde olduğu, davacının bu eylem nedeniyle bir zarara uğradığını kabul ederek vermiş olduğu ilk hüküm, Dairemizin 6.6.2013 tarih ve 8197-11846 sayılı kararıyla davalı yararına bozulmuştur. Dairemizin bozma gerekçesinde, davacının varlığını ileri sürdüğü zararın, ancak, “hukuki ilişki” içerisinde bulunduğu davadışı şirket hakkında girişilen icra takibinin semeresiz kalması halinde meydana gelmiş sayılacağı görüşüne yer verilmiştir. Bozma ilamında, davacının “hukuki ilişki” içerisinde bulunduğu şirketten kastedilenin, davacı ile arasında “kambiyo ilişkisi” bulunan çek keşidecisi hesap sahibi ... Tarım Ürünleri Akaryakıt ve Nakliyat Tic. Ltd. Şti. olduğunda duraksamamak gerekir. Çünkü, davacının, bu çeke dayalı olarak sadece anılan çek hesabı sahibi şirket hakkında derdest bir icra takibi bulunmakta olup takip dayanağı mezkur hamiline yazılı çeki davacıya ciro ve teslim eden çekin önceki hamili.... adlı gerçek kişi hakkında herhangi bir icra takibi bulunmamaktadır.
Zararın doğması ile giderilmesinin yani tazmininin birbirinden farklı kavramlar olduğu düşüncesinde olduğumdan Dairemizin yerel mahkemenin davanın kabulü kararına yönelik bozma ilamındaki gerekçelere bütünüyle katılmadığımı belirtmem gerekirse de, sonuç itibariyle, yerel mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmuştur. Şu halde, yerel mahkemece, bozma ilamı ile sınırları çizilen araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle sonuca varılmalıdır. Bir başka deyişle, yerel mahkemece, yukarda da değinildiği üzere çekle işleyen hesap sahibi hakkındaki icra takibinin akıbeti araştırılmalı, çek bedelinin tahsil edilip edilmediği saptanmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Bu husus, aynı zamanda, bozma ilamına uyulması nedeniyle taraflar yararına oluşan müktesep hak niteliğindedir.
Mahkemece bu cihette yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporu çerçevesinde, çek bedelinin icra takibine karşın keşideciden tahsil edilemediği, keşidecinin saptanan cüz’i mal varlığı üzerinde çok sayıda haciz bulunduğu, başkaca mal varlığının saptanamadığı ve bu yön itibariyle keşideci borçlu şirketin İİK’nın 105. maddesi çerçevesinde acz halinde bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, buna bağlı olarak davacının çek bedelini keşideciden tahsil etmesinin olanaksız hale geldiği anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporunda, davacının, ihtiyaten haczedilen bir kısım menkulün satışını talep etmemiş bulunması, keza icra takibinin gerçek hasma yöneltilmesi için geçen hukuki süreçte, keşideci tarafından mal varlığı üzerinde yapılan kimi tasarrufların iptal edilebilirliği bakımından davacı yanca herhangi bir yasal girişimde bulunulmaması gibi olgular ancak zaman itibariyle uygulanması gereken 818 sayılı BK’nın 44. maddesinde öngörülen hükmedilecek tazminattan hakkaniyet indirimini gerektirici sebepler olarak düşünülebilinirse de, yerel mahkeme kararının bu yönde bir değerlendirmeye dayalı olmadığı açıktır.
Tüm açıklanan bu nedenlerle, uyulan bozma ilamı, bu çerçevede taraflar yararına oluşan müktesep hak, yerel mahkemece bozmadan sonra yapılan araştırma sonuçları ve tüm dosya kapsamı uyarınca, BK’nın 44. maddesi koşullarının varlığı karar yerinde tartışılmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, zararın oluşmadığından bahisle davanın reddine dair yerel mahkeme kararının ve bu kararın onanmasına ilişkin Dairemiz ilamının yerinde olmadığı düşüncesindeyim. Bu nedenlerle, Dairemiz çoğunluğunun davacının karar düzeltme isteminin reddi yönündeki kararına katılamıyorum.