10. Hukuk Dairesi 2016/8657 E. , 2016/12159 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı işveren ve fer"i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı vekili, davacının 01.09.2006 - 09.09.2014 tarihleri arasında davalı işveren işçisi olarak Bismil Sanayi Sitesi"nde çalıştığının tespitini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10 maddesidir. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği, çalışma olgusunun da tanık dahil her türlü delille ispatlanabilmesi nedeniyle delil serbestliği bulunduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer taraftan, bu tür sigortalı hizmetlerin saptanmasına ilişkin davalar, sonuç itibariyle sigorta primlerinin işverenden tahsiline de yol açacağından, işverenlik sıfatının şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Bu konuda temel dayanak noktası 506 sayılı Kanun"un "İşveren ve işveren vekilinin tarifi" başlığını taşıyan 4. madde hükmüdür. Anılan maddede; bu Kanunun uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler "işveren" olarak tanımlanmış olup, ”çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir.
İnceleme konusu davada, istem kabul edilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir. Dosya içeriğinden davalı sıfatıyla aleyhine hüküm kurulan kooperatifin, hangi amaçla kurulduğu ve faaliyet gösterdiği, davacı ile ilişkisinin niteliğinin ne olduğu net olarak anlaşılamamaktadır. Yine dosyada dinlenen komşu işyeri tanıkları ve davacı tanıklarının beyanlarında, davacının davalı kooperatif çalışanı olduğu ve doğrudan sanayi sitesi esnafı tarafından işe alınan ve ücreti ödenen bir çalışan olduğu noktasında çelişkili beyanlar bulunmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde; davalı kooperatifin davaya cevabında ve temyiz dilekçesinde, gerçek işverenin kendisi olmadığını belirterek husumet itirazında bulunması da dikkate alınarak, öncelikle davalı kooperatifin, hangi amaçla kurulduğu ve faaliyet gösterdiği, görevinin ne olduğu açıklığa kavuşturulmalı, sonrasında davacının davalı kooperatif ile ilişkisinin niteliğini belirlemeye yönelik olarak; re"sen araştırma ilkesi doğrultusunda, davalı işyeri bordrolarında kayıtlı kişiler ile bulunamadığı takdirde, aynı yörede komşu ve benzeri işleri yapan başka işverenler ile bu işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kişiler saptanarak, bilgi ve görgülerine başvurulmalı, var ise işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyası celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanık anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanık anlatımları karşılaştırılmalı, çelişki oluştuğu takdirde giderilmeli, işyerinde Kurum tarafından yapılmış tespit ve müfettiş raporu bulunup bulunmadığı soruşturulmalı, böylece davalı kooperatifin işverenlik sıfatı bulunup bulunmadığı, davacı ile aralarında hizmet akdi olup olmadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde gerekli tüm soruşturma yapılarak tespit edilip, sonucuna göre karar verilmelidir.
O hâlde, davalı işveren ve fer"i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 06.10.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.