Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5765
Karar No: 2016/11634
Karar Tarihi: 20.04.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/5765 Esas 2016/11634 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/5765 E.  ,  2016/11634 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi



    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile yıllık izin ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin çalışma alacaklarının ödenmediğini, işverenden alacaklarını istediğinde işten çıkartıldığının bildirildiğini, davacının iki gün daha çalıştığını, 28.01.2013 tarihinde ihtarname çekildiğini, onaltı günlük izin hakkının bulunduğunu belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve izin ücreti alacaklarının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının 23.01.2013 tarihinde istifa dilekçesi verdiği, bu sebeple kıdem tazminatı istenemeyeceği, hak edilen mesai ücretlerinin bordro ile ödendiğini, genel tatil ve bayramlarda çalışma olduğunda bordro ile ödendiğini, onaltı günlük izin alacağının da son bordro ile ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının 23.01.2013 tarihli dilekçesinin açık bir istifa beyanını olmadığını, bu beyanın davalıya fesih için davetiye niteliğinde olduğunu, nitekim davacının çalışmayı sürdürdüğü, işverence iki gün sonra dilekçe istifa dilekçesi sayılarak çıkışının yapıldığı, bu haliyle sözleşmenin iş verence sona erdirildiğinin kabulü ve kıdem tazminatı hüküm altına alınmasının gerektiği, izin ücreti alacağı davadan önce ödendiğinden reddedildiği, davacı imzalı devam çizelgeleri dikkate alınarak iş yerinde vardiyalı çalışma olduğu, fazla mesai yapılmadığı, yapılanların da dini ve milli bayramlar ve genel tatiller ücretleri ile birlikte bordroda gösterilip bankaya ödendiği anlaşılmakla bu kalem alacaklar yönünden de isteklerin reddi karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Dosya kapsamında, davacının iş sözleşmesinin ne şekilde sona erdiği taraflar arasında anlaşmazlık konusudur. Davacı taraf, ödenmeyen alacaklarını talep etmesi sonrasında işverence iş sözleşmenin sonlandırıldığını iddia ederken davalı taraf ise davacının 23.01.2013 tarihli yazılı beyanını dayanak göstererek iş sözleşmesinin davacının istifası ile sonlandığını savunmuştur. Mahkemece, 23.01.2013 tarihli davacının yazılı beyanı içeriğinde davacının istifa iradesi olmadığı, davalı tarafa fesih davetinde bulunulduğu değerlendirmesi yapılarak iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiği sonucuna ulaşılmış ve kıdem tazminatı hüküm altına alınmıştır.
    Davacının imzasını taşıyan ve içeriği inkar edilmeyen 23.01.2013 tarihli yazılı beyanda davacı; kendisinden kıdemsizlerin terfi ettirilmesi, aynı görevde çalışıp kendisinden daha fazla ücret alan kişilerin olması sebebiyle haklarının verilerek iş sözleşmesinin sona erdirilmesi konusunda yedi gün içinde geri bildirim yapılmasını işverenden talep ettiği, bu beyandan iki gün sonra ise davacının işten çıkışının işveren tarafından bildirildiği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları içeriği değerlendirildiğinde, davacının işyerindeki terfi sistemi ve ücret zammı uygulaması konusundaki taleplerini işverene iletmesi sonrasında talepleri kabul edilmemesi sebebiyle iş sözleşmesini istifa ederek sona erdirdiği anlaşılmaktadır. Buna göre; davacının istifa sebebiyle iş sözleşmesini sona erdirmesine rağmen mahkemece hatalı değerlendirme ile işveren tarafından fesih işlemi yapıldığı değerlendirmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Davacının 23.01.2013 tarihli yazılı beyanı ve dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar yeterince araştırılmadan yukarıda açıklanan hatalı değerlendirme ile hüküm kurulmuştur.
    Davacının iddiaları içeriğine göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, işverenin eşit davranma borcuna aykırı davranıp davranmadığı ve bunun sonuçları noktasında toplanmaktadır.
    Eşit davranma ilkesi tüm hukuk alanında geçerli olup, iş hukuku bakımından işverene işyerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir sebep olmadıkça farklı davranmama borcu yüklemektedir. Bu bakımdan işverenin yönetim hakkı sınırlandırılmış durumdadır. Başka bir ifadeyle işverenin ayrım yapma yasağı işyerinde çalışan işçiler arasında keyfi biçimde ayrım yapılmasını yasaklamaktadır. Bununla birlikte eşit davranma borcu tüm işçilerin hiçbir farklılık gözetilmeksizin aynı duruma getirilmesini gerektirmeyip, eşit durumdaki işçilerin farklı işleme tabi tutulmasını önlemeyi amaç edinmiştir.
    Eşit davranma borcuna aykırılığı ispat yükü işçide olmakla birlikte, anılan maddenin son fıkrasında yer alan düzenlemeye göre işçi ihlalin varlığını güçlü biçimde gösteren bir delil ileri sürdüğünde aksi işveren tarafından ispatlanmalıdır.
    Somut olayda, davacı kendisinden daha kıdemsiz olan bir kısım çalışanların terfi ettirilmesine rağmen kendisinin terfi ettirilmediğini, kendisi ile aynı görevde olup kendisinden daha fazla ücret alan kişiler olduğunu ileri sürmektedir. Davacının ileri sürdüğü bu iddiaların yöntemince araştırılarak, işverenin eşit davranma borcuna aykırılık oluşturacak nitelikte bir uygulamasının olduğu anlaşılması halinde davacı işçinin haklı sebeple feshinin kabulü, aksi halde haklı sebep olmadan davacının istifası ettiği kabulü gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.04.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi