Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10059
Karar No: 2014/1461

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/10059 Esas 2014/1461 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/10059 E.  ,  2014/1461 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 18/06/2013 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları vekili Av. ... ve Av. ..... tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.02.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ... ve diğerleri vekili Av. ... ile katılan ... vekili Av. ... ile diğer taraftan .....vekili Av. .... ...i geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;

    K A R A R

    Davacılar ... ve arkadaşları, Şubat 1949 tarih, cilt 21, sayfa 75 sayılı tapu kaydına ve kadastro öncesi nedene dayanarak davalı Hazineye ait 186 ada 5 nolu parsel ile....1 ve 4 nolu parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tescili isteğiyle dava açmışlardır.
    Mahkemece davanın reddine ilişkin verilen karar, davacı ... ve arkadaşları ile dahili davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 05.02.2007 tarihli ve 2007/349 E. - 260 K. sayılı kararı ile özetle: “...Mahkemece taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline ilişkin Manavgat 2. Kadastro Mahkemesinin 03/04/1997 tarihli ve 1993/23 - 1997/12 sayılı ilâmlarının taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu konusunda güçlü delil teşkil ettiği gerekçesiyle yazılı olduğu üzere keşif yapılmasızın davanın reddine karar verilmişse de varılan sonucun dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmediği, söz konusu ilâmla taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilmiş ve Hazine adına tapu oluşturulmuş ise de, davacıların ilâmın tarafı olmadıklarından aleyhlerinde kesin hükmün ya da güçlü delilin varlığından söz edilemeyeceği, davacılar ilâmın tarafı olmadığına ve de tapu kaydına dayanarak dava açtıklarına göre ortada Usul Kanununun 237. maddesinin öngördüğü koşulları içeren kesin hükmün varlığından söz edilemeyeceği, bu durumda mahkemece yerinde keşif icra olunup dayanak tapu kayıtları gereği gibi yerine uygulanmak ve gerektiğinde üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda rapor alınıp ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi...” gereğine değinilerek bozulmuştur.
    Bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sırasında ... vekili 14.02.2012 havale tarihli dilekçe ile, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak 1 sayılı parselin tamamı ile 4 sayılı parselin 70 dönüm yüzölçümlü bölümüne ilişkin olarak davaya katılmıştır.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, taşınmazın orman niteliğinde olduğu mahkeme hükmü ile tescil edildiği, mahkeme hükmünün herkesi bağlayacağı, orman niteliğindeki taşınmazların zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm katılan vekili ve bir kısım davacılar vekili (duruşmalı) tarafından temyiz edilmiştir.
    -2-
    2013/10059 - 2014/1461
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 6831 sayılı Kanun gereğince 1971 yılında yapılan orman kadastrosu ile daha 1992 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 1967 yılında yapılmış, taşınmaz ve çevresi taşlık ve çalılık olarak tapulama harici bırakılmıştır.
    1) Katılan ... vekilinin temyiz istemi yönünden yapılan inceleme sonucunda;
    Açılan dava, Manavgat 2. Kadastro Mahkemesinin 30.06.1997 tarihinde kesinleşen 03.04.1997 gün 1993/23 - 12 sayılı kararı ile orman olarak tesciline karar verilen Çeltikçe Köyü 1 ve 4 nolu parsellerin tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkin olup, katılan tarafından 14.02.2012 tarihli dilekçe ile davaya asli müdahil olarak katılındığı, katılma tarihi itibariyle 3402 sayılı Kanunun 12/son maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin çoktan dolduğu anlaşıldığına göre katılan vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2) Adem....C nolu), ..... .....nolu) vekilinin temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
    6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesi uyarınca temyiz kanun yoluna davanın taraflarının başvurabileceği, temyiz isteminde bulunan gerçek kişilerin davanın tarafı olmadığı anlaşıldığından vekilleri aracılığıyla verdikleri temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    3) Davacılar Gülbahar Şenol ve Ayşe Sert vekilinin temyiz istemi yönünden;
    Mahkemece 20.06.2006 tarihli ve 2006/42 - 483 sayılı karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulmadığından aleyhlerine verilen hükmün kesinleştiği anlaşıldığından temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    4) Davacılar ... (....u), ..... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, gerekleri tam olarak yerine getirilmeden hüküm tesis edilmiştir. Şöyle ki; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin bozma kararında, Manavgat 2. Kadastro Mahkemesinin 03/04/1997 tarihli ve 1993/23 - 1997/12 sayılı ilâmının, davacılar davada yer almadıklarından kesin hüküm ya da güçlü delil olarak değerlendirilemeyeceği kabul edilerek, usûlünce tapu kaydı uygulaması ve orman araştırması yapılması gerektiğine değinilmiştir.
    Mahkemece de bu bozma kararına uyulduğuna göre, bozma kararı kapsamında kalan hususlar davanın tarafları yönünden kazanılmış hak oluşturmaktadır. Ayrıca, Manavgat 2. Kadastro Mahkemesinin 30.06.1997 tarihinde kesinleşen 03.04.1997 tarihli ve 1993/23 - 12 sayılı davanın yargılaması sırasında orman tahdidi yapıldığı; davanın, bu niteliği ile aynı zamanda orman tahdidine itiraz davası olduğu ve davalı taşınmazlar yönünden orman tahdidinin 30/06/1997 tarihinde kesinleştiği de nazara alındığında, davacıların davası aynı zamanda 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davasıdır.
    O halde, mahkemece, dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa
    -3-
    2013/10059 - 2014/1461

    Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişileri marifetiyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; dayanak tapu kaydı yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Kanunun 20/C ve 32/3 maddeleri nazara alınarak kapsamı belirlenmeli; tüm deliller birlikte değerlendirip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; katılan ... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, yatırdıkları temyiz harcının istek halinde iadesine,
    2) ....nolu) vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
    3) Davacılar .... vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
    4) Davacılar ... (..., M..... ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.- TL vekâlet ücretinin davalı Hazine ve davalı ..... Kişiliğinden alınarak davacılar ... (..., .... ..., ..., ........"a verilmesine, 1.100.- TL vekâlet ücretinin katılan ..."den alınarak davalı Hazine ve davalı ... Köy Tüzel Kişiliğine verilmesine, temyiz itirazları kabul edilen davacıların yatırdıkları temyiz harcının istek halinde iadesine 04/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi