14. Hukuk Dairesi 2016/13872 E. , 2020/3479 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Asıl davada davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine 03/12/2014 ve birleştirilen davada 14.11.2014 günlerinde verilen dilekçelerle asıl davada mirasın hükmen reddi, birleştirilen davada itirazın iptali talebi üzerine asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 19.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalı birleştirilen davada davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dosyada davacılar vekili, 30.03.2004 tarihinde vefat eden muris...’ın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, murisin ... şubesiyle dava dışı ... arasındaki kredi sözleşmesinin müşterek ve müteselsil kefili olduğunu, davanın 3 aylık sürede açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada, davacı vekili ... 12. İcra Dairesi’nin 2012/11072 sayılı dosyasına yapılan itirazın kaldırılması talep edilmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, asıl dosyada davalı- birleştirilen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Asıl Dava, TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre asıl dosyada davalı- birleştirilen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Asıl dosyada davalı- birleştirilen davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri ve harçtan davalının değil davacıların sorumlu tutulması, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nın 370/2. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl dosyada davalı- birleştirilen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca asıl dosyada davalı- birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun A bendinin 2 ve 3 numaralı paragraflarının çıkartılarak yerine "Davanın niteliği gereği yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına ve davacılar lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına" yazılmak suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.