Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı, davalı İ..A.. tarafından zilyetliğe dayalı olarak açılan tescil davasında Midyat Asliye Hukuk mahkemesince,Doğançay köyünde bulunan 3 parça toplam 13.000.m2.lik taşınmaz hakkında 1616 sayılı yasanın 20.maddesindeki sınırlamalara uymadığından davanın reddine karar verildiğini ileri sürüp anılan taşınmazların hazine adına tesciline ve elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı İsmet,dava konusu taşınmazların 25 yıldır zilyedi olduğunu,zilyetlikle edinilecek yer miktarının yeni yasal düzenleme ile artırıldığını,hazinenin yerlerle ilgisi olmadığını,taşınmazın adına tescilini savunmuştur. Diğer davalılar,yargılamaya katılmadıkları gibi davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece,davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, 14.Hukuk dairesince; “daha önceki bir davaya konu olan taşınmazlar için 3402 sayılı kadastro kanununun zilyet lehine olan miktarların uygulanması olanağı kabul edilemez. Davanın bu nedenle reddi doğru değildir” gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece direnme karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca; “davadan feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği de HUMK.nun 95.maddesi hükmü gereğidir. Her ne kadar 10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı kadastro kanunu ile kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme de önceki yasada öngörülen miktarları artırıcı yeni bir düzenleme getirilmişse de, anılan yasanın geçici 4.maddesinde,kanunun yürürlüğe girmesinden önce kesin hükme bağlanmış uyuşmazlıklar da bu kanunun uygulanamayacağı da açıkça belirtilmiştir. O halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır” gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar,davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla,tetkik hakimi
raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                                              -KARAR-
Dava ve birleşen davalar, tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, mahkemece yapılan inceleme ve araştırma sonucunda tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı Hazine, iptal ve tescil isteği yanında, davalıların taşınmaza elatmalarının önlenmesi konusunda da karar verilmesini istemiştir.
Oysa, mahkemece, elatmanın önlenmesi isteği yönünden olumlu yada olumsuz bir karar verilmiş değildir.Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 1.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.