
Esas No: 2021/16027
Karar No: 2022/3297
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/16027 Esas 2022/3297 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Karşılaştığı karşılıksız yararlanma suçlarına ilişkin 6352 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonra soruşturma aşamasında, katılan kurumun gerçek zararının bilirkişiye hesaplatılıp sanığa belirtildiği bildirimi yapılması gerektiği ve zararın ödenmesi halinde kamu davası açılmayacağı belirtilmiştir. Somut olayda, sanığın borcunu ödediği belirlenmesine rağmen ödeme ihtarı yapılmadığı için düşme kararı verileceği yerine mahkumiyet kararı verildiği için karar bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 163/3. ve 168/5. maddeleri ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Karşılıksız yararlanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan vekilinin, sadece katılan lehine vekalet ücreti verilmemesi yönünden hükmü temyiz ettiği belirlenerek yapılan incelemede;
Dosya içeriğine göre katılan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05.07.2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK’nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun cezasız ve vergili gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergili gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan 5237 sayılı TCK’nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği, bu açıklamalar ışığında somut olayda değerlendirildiğinde; sanığa soruşturma aşamasında ödeme ihtarı yapılmadığı ve katılan kurumun 30/09/2014 tarihli yazısına göre, sanığın kaçak elektrik tespit tutanağına ait borcunun tamamını 22/06/2014 tarihinde ödediğinin bildirildiği, buna göre sanığın kovuşturma aşamasında kurum zararını giderdiği anlaşılmakla; bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış bir ödeme gibi kabul edilerek 5237 sayılı TCK’nın 168/5. maddesine istinaden 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartının gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkındaki kamu davasının düşürülmesi yerine kovuşturmaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 168/5. ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, karardan bir suretin Adli Sicil Kanunu’nun 6/2. maddesi uyarınca mahsus siciline kaydı için Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne mahkemesi tarafından gönderilmesine, 28/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.