MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Durali Işık vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ....e bulunan toplam iki parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescilini istemiştir.
...Işık vekili, çekişmeli taşınmazın bir bölümünü müvekkilinin babası olan ...k tarafından 1988 yılında müvekkiline verildiği, 1988 yılından bu yana müvekkili tarafından ev ve bahçe olarak kullanıldığı, müvekkili adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır.
Mahkemece, katılanın davasının reddine, davacının davasının kısmen kabulüne, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen krokili raporda (A) ile işaretlenen taşınmazın davacı adına tapuya tesciline, (B) ile işaretlenen taşınmaza ilişkin davanın reddine yönelik verilen kararın davacı Durali Işık, katılan Özkan Işık ve davalılardan Hazine tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 03/02/2005 tarihli ve 2004/8388 E. - 2005/630 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “(A) ile işaretlenen taşınmazın davacı tarafından imar ve ihya edildiği, (B) ile işaretlenen taşınmazın Kahraman Gümüştekin tarafından kullanıldığı, üzerine ev yapıldığı, daha sonra davacıya satıldığı, davacının da oğlu olan katılan Özkan Işık’a verdiği, Özkan Işık tarafından kullanıldığına göre kazanma koşulları oluştuğundan davacı ve katılanın göstermiş oldukları tanıkların yeniden dinlenerek, davacı Durali Işık; (B) ile işaretlenen taşınmazın mülkiyetini katılana devretmiş ise katılan adına, geçici olarak katılana devretmiş ise davacı adına tescile karar verilmesi gerektiği, (A) ile işaretlenen kesim üzerinde zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilmiş ise de dosyaya hangi tarafça sunulduğu anlaşılmayan fotoğraflara göre, tescil konusu taşınmazın çevresinin orman örtüsü ile kaplı meyilli arazi olduğunun görüldüğü, bu sebeple davanın Orman Yönetimine yöneltilmesi, yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılması, dava konusu taşınmazların fotoğraflarının çektirilmesi oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen krokili raporda (A) ve (A1) ile işaretlenen toplam 1.661,99 m² yüzölçümlü taşınmazın davacı adına, (E) ve (F) ile işaretlenen toplam 739,35 m² yüzölçümlü taşınmazın katılan adına tapuya tesciline, (C), (D) ve (G) ile işaretlenen taşınmazlara yönelik davanın reddine karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.


-2-
2014/429 - 1534

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 15.01.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1968 yılında yapılıp kesinleşmiş, kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişisi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 10/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.