Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, kayden paydaşı bulundukları . parsel sayılı taşınmazın 4000 m2 lik kısmına davalının .. yıl önce zeytin ağacı dikmek suretiyle, müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı karşı davacı, araziyi satın aldığı tarihdeki sınırları ile kullandığını, iyiniyetli zilyet olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuş, arazinin uygun bir bedel karşılığında adına tescili ile faydalı ve zaruri masrafların tahsilini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece " kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazıldığı" gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil; karşı dava uygun tazminat karşılığı iptal ve tescil ya da faydalı ve zorunlu giderlerin tahsili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, kısa karar gerekçeli karar çelişkisi nedeniyle önceden verilen kararın bozulması üzerine bu kez, "... teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen ... ,,parsel sayılı taşınmazın 9706.87 m2 lik kısmına davalının elatmasının önlenmesine, "... kal talebinin reddine, ... karşı davanın kısmen kabulüne... temliken tescil isteminin reddine, 5.505.-YTL tazminatın... karşı davacıya verilmesine..." karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli ...parsel sayılı taşınmazın davacıların miras bırakanı S...adına, .. parselin ise davalı adına kayıtlı bulunduğu; davacı parselinin fenni bilirkişi rapor ve krokisinde gösterilen (A) harfi ile işaretli bölümünün zeytinlik olarak davalı tarafından kullanıldığı; ifrazının mümkün bulunmadığı anlaşılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, kadastro görmüş ve çapa bağlanmış yerlerde, kadastral sınırlara itibar etmiyecek biçimdeki bir tasarrufun iyiniyetle bağdaşmayacağı açıktır. Zira, tasarruf ederken veya yapılanırken herkesin mülkiyetinin sınırların belirlemede gerekli özeni göstermesi, yetkili kişi ya da kuruluşlar aracılığıyla taşınmazın sınırlarını belirlemesi zorunludur. Öte yandan, ifrazın mümkün olmadığı da bildirilmiştir. Bu nedenle, mahkemece temliken tescil yönündeki isteğin reddi doğrudur. Diğer taraftan, dikili ağaçların sökülerek başka bir yere dikilebileceği 5 yıl sonra ürün alınabileceği bilirkişi raporunda bildirilmiştir. Davalı (karşı davacı) iyiniyetli sayılamayacağını göre, elatmanın önlenmesi davacısının asgari levazım bedeli karşılığında muhdesatı temellük etmesi de mümkündür.
Önemle vurgulanmalıdır ki, mahkemenin 4086 Sayılı Yasanın 5 nci maddesi uyarınca "zeytin ağaçlarının sökülmesinin izne tabi olduğu, zeytinlik sahaların daraltılamayacağı..." yönündeki gerekçesinin olaya uygun olduğu söylenemez. Çünkü, 3573 Sayılı Yasanın 4086 Sayılı Yasanın 5 nci maddesi ile değiştirilen 20 nci maddesinde sözü edilen, daraltılamayacak zeytinlik alanlar ile zeytin ağaçlarının sökülmesinin izne tabi olduğuna ilişkin hüküm, aynı yasanın (3573 Sayılı Yasa) 2 nci maddesi uyarınca zeytinlik alanı olarak tespit ve ilan edilen yerlerle ilgilidir. Oysa, dava konusu taşınmazın bu nitelikte yerlerden olduğu kanıtlanmamıştır. O halde, anılan hükmün, olayda uygulama yeri bulunduğu söylenemez.
Hal böyle olunca, zeytin ağaçların başka bir yere dikilebileceği uzman bilirkişi raporu ile belirlendiğine göre, öncelikle davalıya bu hakkının hatırlatılması; kabul etmediği ve davacı da temellüke razı olmadığı takdirde Türk Medeni Kanununun 995 nci maddesi hükmünün gözetilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, söz konusu hususlar gözardı edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Tarafların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün belirtilen nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.