Esas No: 2008/698
Karar No: 2008/4392
Karar Tarihi: 20.03.2008
Orman İçi Açıklıklar - Ormandan Toprak Kazanma - Ormanların Muhafazası - Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2008/698 Esas 2008/4392 Karar Sayılı İlamı
20. Hukuk Dairesi 2008/698 E., 2008/4392 K.
20. Hukuk Dairesi 2008/698 E., 2008/4392 K.
- ORMAN İÇİ AÇIKLIKLAR
- ORMANDAN TOPRAK KAZANMA
- ORMANLARIN MUHAFAZASI
- 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 17 ]
- 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 45 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki orman kadastro çalışması ve 2/B madde uygulamasına itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı gerçek kişi, Karapınar Köyü Taşbaşı mevkiinde bulunan taşınmazın üzerinde zilyetliğinin bulunduğunu, ancak yörede 01.06.2005 tarihinde ilan edilen orman kadastro çalışmalarında orman sınırları içine alındığını belirterek çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılması talebi ile orman kadastro çalışmasına 6 aylık askı ilan süresi içinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın KABULÜNE, çekişmeli 7347.97 m2"lik taşınmaz yönünden orman kadastro çalışmasının iptaline, bu bölümün orman sınırları dışına çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı ORMAN YÖNETİMİ tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6 aylık ilanı içinde açılan orman kadastro çalışması ve 2/B madde uygulamasına itiraz davası niteliğindedir.
Mahkemece kurulan hüküm doğru değildir. Şöyle ki, hükme esas alınan uzman orman bilirkişi kurulu ve ziraat bilirkişi raporlarında çekişmeli taşınmazın eğiminin % 35 olduğu, erozyonun yüksek olduğu ve toprak muhafaza özeliği taşıdığı, ancak teraslama ile erozyon tehlikesinin önlendiği, 1963 tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında beyaz renkli açıklık alanda kaldığı, 1965 tarihli amenajman planında ise orman toprağı olarak gözüktüğü ve orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanarak çekişmeli taşınmazın konumunu resmi belgeler ile orman tahdit haritası üzerinde göstermişlerdir.ancak toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından çekişmeli taşınmazın eğiminin yüksek olduğu, toprak ve orman muhafaza özeliği taşıdığı, eğiminin teraslama ile indirilmesinin bu özeliği ortadan kaldırılması anlamına gelemeyeceği, güneydeki orman dışı iç poligon dışında tüm yönlerden orman sınırları içinde bulunan ormanlık alan ile çevrili olduğu, amenajman planında dahi orman toprağı olarak gözüktüğü, 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık olarak değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 Sayılı Yasa, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 gün ve 5112 Sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR].
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; Bu tür yerler yasa gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan toprak kazanımından söz edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacı gerçek kişinin davasının reddi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 20/03/2008 günü oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.