Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2928
Karar No: 2022/2424
Karar Tarihi: 14.02.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/2928 Esas 2022/2424 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2020/2928 E.  ,  2022/2424 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı vekili tarafından talep edilmiş, davacı vekilince de duruşma istemiş olmakla duruşma için tayin edilen 11/01/2022 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ile davalı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı vekili; davacının, İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2012/387 sayılı dosyası üzerinden gönderilen talimat gereği, Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2012/374 Tal. sayılı dosyasıyla satışa çıkartılan ..., ... mevkii 26080 ada 2 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan 2 nolu bağımsız bölüm için alıcı olarak ihaleye katıldığını, ihale bedeli olan 1.766.000TL'yi icra dosyasına yatırdığını, bu süreçte ihalenin feshi davası açıldığını ve ihalenin feshi kararının 20/06/2018 tarihinde kesinleştiğini, ihale bedelinin de 1.950.995,62TL olarak taraflarına iade edildiğini, ihalenin icra memurunun kusurlu işlemi nedeniyle feshedildiğini ve 26 ay gecikmeli olarak parasına kavuştuğunu, yatırılan ihale bedeline işletilen faizin % 4,8 civarında olup yasal faiz oranının dahi altında kaldığını, müvekkilinin icra memurunun kusurlu işlemi nedeniyle zarara uğradığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalarak 10.000TL tazminatın haksız eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili isteminde bulunmuş, yargılama sırasında ıslah dilekçesiyle talebini 505.703,24 TL'ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili; icra memurunca yapılan işlemlerinin mevzuata uygun olduğunu belirterek, davanın usul ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur.
    İlk derece mahkemesince, ihale bedelinin yatırıldığı banka tarafından teminatın piyasa rayicinin altında bir oranla nemalandırıldığı, yatırılan teminatın değer kaybına uğradığı ve ihalenin feshinin de icra memurunun işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; davalı vekilinin istinaf başvurusu üzrine bölge adliye mahkemesince başvurunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yasal faizi aşar şekilde hesaplama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle yasal faiz oranları dikkate alınarak re’sen yapılan hesaplama ile bulunan sonuca göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, İİK. 5. maddesine dayalı icra memurunun kusurlu eyleminden kaynaklanan maddi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir.
    2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 141. maddesinin 3. fıkrasında, "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır" hükmü bulunmaktadır. Bu hüküm ile gerekçenin önemi anayasa düzeyinde vurgulanmış olup, gerekçe ve hüküm birbirine sıkı sıkıya bağlıdır.
    Öte yandan 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297. maddesi bir mahkeme hükmünün neleri kapsaması gerektiğini açıklamıştır. Buna göre;
    “(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
    a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
    b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
    c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
    ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
    d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
    e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
    (2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir".
    Bu düzenleme uyarınca bir mahkeme kararında tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebeplerin birer birer şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup bu kısım, hükmün gerekçe bölümüdür.
    Kararın açık ve gerekçeli olması hukukî dinlenilme hakkının sağlanması açısından önemlidir. Tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalar ve bunların dayandıkları deliller, kararda tartışılıp gerekçeleri açıklandığı ölçüde karar, hukukî dinlenilme hakkına uygun bir karar olacaktır. İddia ve savunmaların kararda tartışılması, gösterilen delillerin incelenmesi, neden bir kısmının diğerine üstün tutulduğunun belirtilmesi ancak gerekçeyle mümkün olacaktır.
    Gerekçe sayesinde kararların doğru olup olmadığı denetlenebilir. Gerekçesiz bir kararın üst mahkeme tarafından denetlenmesi de mümkün değildir. Gerekçe, doyurucu olmalı, kararın neden, nasıl, hangi hukukî gerekçeyle ve hangi deliller değerlendirilmek suretiyle verildiği hususlarını içermelidir. Bu hususları içermeyen kararların gerekçeli olduğundan bahsedilemez.
    Ayrıca kararda maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiği, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığı ortaya konulmalı, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantı açıklanmalıdır. Tarafların o dava yönünden hukuk düzenince hangi nedenle haklı ya da haksız olduğunu anlayıp değerlendirilebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçenin bulunması, bu yasal ve Anayasal düzenleme karşısında zorunludur. Aksi hâlde, kararın gerekçeli olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Yeri gelmişken maddi olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı açıklamayan sadece yapılan yargılamayı özetleyen gerekçenin de yeterli olmadığı ve doktrinde "zahiri gerekçe (görünürde gerekçe)" olarak adlandırıldığı unutulmamalıdır.
    Nitekim Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 31/05/2017 tarihli ve 2015/22-1236 E., 2017/1044 K.; 06.11.2018 tarihli ve 2017/12-2826 E., 2018/1619 K.; 06/12/2018 tarihli ve 2017/11-101 E., 2018/1869 K., 18/02/2020 tarihli ve 2016/22-2639 E., 2020/165 K. ile 04/02/2021 tarihli ve 2017/(21)10-1968 E., 2021/31 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
    Ayrıca 07/06/1976 tarihli ve 1976/3-4 E., 1976/3 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde yer alan “Gerekçenin ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.” şeklindeki açıklama ile de aynı ilkeye vurgu yapılmıştır.
    Öte yandan mahkeme kararlarının taraflar, bazen de ilgili olabilecekleri başka hukukî ihtilaflar yönünden etkili ve bağlayıcı kabul edilebilmeleri, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi hukuksal değerlendirmeler de bu kararların yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
    Bu nedenle, bir davanın taraflarının o dava yönünden, mahkemece hangi nedenle haklı veya haksız bulunduklarını anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş kuşkuya yer vermeyecek bir açıklık taşıyan mahkeme kararının bulunması zorunludur.
    Somut davada; davacının zararı, yatırdığı ihale bedeline, ihalenin feshine dair mahkeme kararının kesinleşmesi sonucu davacıya iade tarihine kadar işleyecek yasal faiz miktarı kadar olup bölge adliye mahkemesince de bu şekilde kabulü doğru olmuştur. Davacının zararının kapsamını belirlemek üzere, bölge adliye mahkemesince re’sen hesaplama yapılması mevzuat ve usul ekonomisine uygun olmuş ise de yapılan hesaplamanın tarafların anlayabileceği şekilde açık, anlaşılır ve denetime açık olması gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Bu bağlamda hesaplamaya esas alınan yasal faiz oranının açıkça ve rakamsal olarak belirtilmemesi, hesaplamaya esas gün sayısı, hesaplanan ana para artı faiz toplamı belirtilmeksizin ve yapılan hesap işlemlerinin tamamı sırasıyla açıkça yazılmadan doğrudan sonuç rakamların yazılması hükmün hangi nedenle o içerik ve
    kapsamda verildiğinin taraflar yönünden aydınlatılamaması ve anlaşılamamasına neden olabileceğinden doğru bulunmamış ve bölge adliye mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının HMK 371. maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin de ilk derece mahkemesine gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi