10. Hukuk Dairesi 2016/2288 E. , 2016/12611 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, kesilen ölüm aylığının tekrar bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosya kapsamı incelendiğinde, 27.09.2002 de vefat eden babasından 506 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde 19.10.2002 tarihinden itibaren ölüm aylığı alan davacının, 506 sayılı Yasa kapsamında 492 gün (1964-1975 yılları arası) zorunlu ve 3120 gün (01.01.1991-30.04.2003 arası) isteğe bağlı sigortalılığı bulunması sonucu 3612 gün üzerinden 01.06.2003 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı alması üzerine ölüm aylığının kesilmesi sonucu, kesilen ölüm aylığının tekrar bağlanması işbu dava ile talep edilmiş olup, mahkemece, isteğe bağlı prim ödemek veya isteğe bağlı prim ödemek suretiyle yaşlılık aylığına hak kazanmış olmak kendi çalışmasından dolayı bağlanan aylık olmayıp tamamen isteğe bağlı prim ödemesinden kaynaklandığı, 506 sayılı Yasaya eklenen geçici 91. madde hükmüne göre, 06.08.2003 tarihinden önce ölen babası nedeni ile hak sahibi olan davacının, isteğe bağlı prim ödemesi veya yaşlılık aylığı bağlanmasının, babasından ölüm aylığı isteme hakkına engel olamayacağı, yine 5510 sayılı Yasanın 34. maddesinin 01.10.2008 tarihinden öncesine uygulanamayacağından bahisle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanakları olan 506 sayılı Kanunun 68. maddesi, anılan maddede 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun 35. maddesiyle yapılan değişiklik, 09.07.2005 günü yürürlüğe giren 5386 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 506 sayılı Kanuna eklenen geçici 91. madde düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde, Yargıtay tarafından kararlı bir şekilde sürdürülen görüş gereğince; ölüm aylığı tahsis engeli olan kendi çalışmalarından dolayı gelir/aylık alma durumuna, 68. maddede sayma yöntemi ile sınırlı sayıda belirtilen aylık kesme nedenleri arasında yer verilmeyip 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren yasal
değişiklikle bu olgunun aylığı kesici sebep olarak öngörüldüğü, sonradan yürürlüğe giren yasal düzenlemelerin önceki kanun ile oluşan kazanılmış hakları ortadan kaldırmayacağı yönündeki temel hukuk kuralına göre değişikliğin 06.08.2003 günü öncesi dönem için uygulanamayacağı, ayrıca, kendi çalışmalarından dolayı aylık almakta olan kişiye hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı bağlanamayacağı, hak sahibi kız çocuğuna zorunlu sigortalılığı üzerinden değerlendirme yapılarak aylık bağlandığı takdirde kendi çalışmalarından dolayı aylık alma olgusu gerçekleşmiş olup tamamen isteğe bağlı sigortalılık süreleri gözetilerek aylık tahsisinde anılan olgudan söz edilemeyeceği, isteğe bağlı ve zorunlu sigortalılığın birleştiği durumlarda, isteğe bağlı sigortalılık süresi aylık bağlanmasına yeterli gelmeyip zorunlu sigortalılığa da gereksinim duyulduğu takdirde kendi çalışmalarından dolayı aylık alma olgusunun var olduğu belirgindir.
Davacıya 1964-1975 yılları arasındaki 492 gün 506 sayılı Yasa kapsamında hizmetleri ile 01.11.1991-30.04.2003 tarihleri arasındaki 3120 gün isteğe bağlı sigortalılık sonucu 3612 gün üzerinden yaşlılık aylığı bağlandığı dolayısıyla kendi çalışmalarından dolayı aylık aldığı sabit olduğundan, belirtilen açıklamalar ışığında ancak 06.08.2003 tarihine kadar babasından da aylık alabileceği, bu tarihten sonrasına ilişkin Kurum işleminin yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.