3. Hukuk Dairesi 2013/3546 E. , 2013/5809 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı site yönetimi vekili dava dilekçesinde;davacı sitenin bahçesinde su kullanma izin belgeli su kuyusunun bulunduğunu, davalı kurum tarafından düzenlenen 28.01.2009 tarihli faturada 125.475 TL kaçak su faturası tanzim edildiğini, kaçak su kullanılmadığını belirterek, site yönetiminin belirtilen faturadan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davalı kurum görevlileri tarafından düzenlenen ....01.2009 tarihli tutanakta davacı sitenin kuyu suyunu içme suyu olarak kullandığının fotoğraflarla tespit edildiğini, tutanağın..... Tarifeler Yönetmeliğine uygun olduğunu ve tutanakta uygulanan tarifenin kirli suyu uzaklaştırma bedeli olarak işlem gördüğünü belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı sitenin abonelik kaydının ve su kuyusunun kullanma izin belgesinin bulunduğu, davalı kurum tarafından düzenlenen faturada açıkça kaçak su kullanımından dolayı toplam 125.475.33 TL su bedeli talep edildiği, faturanın kirli suyu uzaklaştırma bedeli ile ilgisinin bulunmadığı ayrıca belediyelere mücavir alan sınırları içinde yer altı sularından elde edilen kullanma ve sanayi sularından ücret alma yetkisi veren kanun hükmünün iptal edildiği, menfi tespit istemine konu bedelin tahakkuk talebinin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğu gerekçeleriyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kendi taşınmazındaki kuyudan su çıkartarak kullanan kişinin fiili, kaçak su kullanma olarak değerlendirilemez. Ancak, kişinin bina ya da işletmede kullandığı kuyu suyu kadar atık su ürettiği, atık suların uzaklaştırılması konusunda verilen hizmetlerden yararlanması ve atık suları kanalizasyon şebekesi vasıtasıyla binadan uzaklaştırması halinde de, tarife ile belirlenen atık su bedelinden sorumlu tutulması gerektiği kuşkusuzdur
.
Davaya konu 28.01.2009 tarihli faturada açıkça kaçak su kullanımından dolayı su bedeli talep edilmiş ise de, davaya konu faturanın düzenlenmesine dayanak teşkil eden ....01.2009 tarihli tutanakta davalı sitenin kuyu suyunu 30"ar tonluk ... adet su deposunda toplayıp, hidrofarla suyu arıtma tesisinde arıtıp sayaçtan geçirdikten sonra şebeke tesisatının kolonuna entegre ederek sisteme dahil edildiği, mesken ve işyerlerinde kuyu suyunun kullanıldığının tespit edildiği, site tarafından oluşturulan bu sistemin fotoğraflarının çekildiği belirtilerek, kirli suyu uzaklaştırma faturası kesilmesi uygundur, şeklinde tutanak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi oy ve görüşünün alınmasına karar verilebilir. Hakim, bilirkişi raporunu yeterli görmezse bilirkişiden ek rapor alabileceği gibi, gerçeğin ortaya çıkması için yeni bir bilirkişi incelemesi de yaptırabilir.
Somut olayda mahkemece atanan bilirkişiler ....01.2009 tarihli tutanağı ve tutanak tarihinde davalı tarafça çekilen fotoğrafların mahalline uygunluğunu dahi irdelemeden, rapor düzenlemişlerdir. Açık bir anlatımla kuyu suyunun kullanıldığı sitenin davalı kurum tarafından verilen hizmetlerden yararlanıp yararlanmadığı araştırılıp soruşturulmadan yetersiz düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Deliller tümüyle toplanmadan eksik araştırma ve soruşturmayla hüküm kurulamaz.
Bu durumda, mahkemece mahallinde keşif icrasıyla, tutanak mümzileri dinlenmek ve tutanak tarihinde sitede çekilen fotoğraflar da değerlendirilerek davalı tarafın savunmalarını da karşılar şekilde yeni bir bilirkişiden rapor alınmalı, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş davalının temyiz itirazının bu yönden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.