Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18794
Karar No: 2014/2387
Karar Tarihi: ...02.2014

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2013/18794 Esas 2014/2387 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2013/18794 E.  ,  2014/2387 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    A) Davacılar vekilinin davacı ... ve ... ..."ın reddine karar verilen manevi tazminat istemleri bakımından yapılan incelemede;
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 1. maddesinde “Bu Kanunun, senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümlerinin Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmayacağı, geçici 3. Maddesinde ise Bölge adliye mahkemelerinin, .......2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmî Gazete" de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar,1086 sayılı HUMK’ nun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı” düzenlenmiştir. Anılan düzenleme gereğince uygulanması gerekli olan HUMK"nun 427. maddesindeki 40,00-TL olan kesinlik sınırı ise parasal sınırları değiştiren 5219 sayılı yasanın ...c maddesi ile .......2004 tarihinden itibaren verilecek kararlarda ...000,00 TL’ye çıkarılmıştır. Diğer bir deyişle .......2004 tarihinden itibaren verilen kararların temyiz edilebilmesi için hüküm altına alınan miktarın ...000,00-TL’yi geçmesi gerekir.
    Öte yandan HUMK’na 5236 sayılı yasanın ....maddesi ile eklenen Ek-4.maddeye göre ise “Görev, kesin hüküm, istinaf, temyiz, Yargıtay’da duruşma, senetle ispata ve sulh mahkemelerindeki taksim davalarında muhakeme usulünün belirlenmesine ilişkin maddelerdeki parasal sınırlar; her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca ... Bakanlığınca her yıl tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on milyon lirayı (...,00-TL) aşmayan kısımları dikkate alınmaz.”
    2012 yılında bu parasal sınır ...690,00TL.olarak uygulanmıştır. ........2012 Gün ve 28463 sayılı Resmi Gazetede ilan edilen ... Bakanlığı’na ait 419 sıra numaralı Vergi
    Usul Kanunu Genel Tebliğinde, 2012 yılı için belirlenen yeniden değerlendirme oranı % ...80 olarak öngörülmüştür. Buna göre, 2013 yılında mahkemelerce verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin ...820,00. TL.’sini geçmesi gerekir.
    Somut olayda ise davalılar ... ve ... ..."ın reddine karar verilen manevi tazminat taleplerinin ...000,00"erTL olduğu anlaşılmıştır.
    Bu durumda ismi belirtilen davacılar aleyhine olarak verilen tazminat kısmı miktar itibariyle kesin nitelik taşıdığından ...6.1990 gün ve 1989/...E. 1990/4 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da göz önünde tutularak temyiz eden davacılar vekilinin davacı ... ve ... ... bakımından temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
    B) Davacılar vekilinin diğer davacılar ..., ...., ...., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... bakımından verilen kararlara ilişkin yapılan itirazlarının incelenmesinde;
    ...Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine.
    ...Dava, ....08.2005 tarihindeki iş kazası sonucu sürekli vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece, davalı ... ve ... Genel Müd. aleyhine açılan davaların reddine, davacı eş ile anne"nin açtığı maddi-manevi tazminat davalarının reddine, davacı ... ve ..."nın açtığı manevi tazminat davalarının reddine, davacı ..., ...., ..., ..., ..., .., ... açtığı manevi tazminat davalarının kabulüne, davacı çocuk Kader bakımından açılan davaların tefrikine karar verilmiştir.
    Somut olayda uyuşmazlığın sağlıklı bir çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle asıl işveren-alt işveren kavramlarının açıklanması gerekir.
    4857 sayılı Kanun"un ...maddesine göre bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir.
    İş Kanunu"nun ...maddesinin ...fıkrasına göre bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
    5510 sayılı Kanun"un .../6.maddesi ile de asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumlu tutulmuştur.
    4857 sayılı Kanun"un ......maddesi ile işçilerin İş Kanunu"ndan, sözleşmeden ve toplu iş sözleşmesinden doğan hakları, 5510 sayılı Kanun"un .../6.maddesi ile de Kurumun alacakları ve işçinin sosyal güvenlik hakkı daha geniş koruma-güvence altına alınmak istenmiştir. Aksi halde, 4857 veya 5510 sayılı Kanun"dan kaynaklanan yükümlülüklerinden kaçmak isteyen işverenlerin işin bölüm veya eklentilerini muvazaalı bir biçimde başka kişilere vermek suretiyle yükümlülüklerinden kaçması mümkün olurdu.
    Asıl işveren ile alt işverenin birlikte sorumluluğu "müteselsil sorumluluktur". Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte İş Kanunu"nun ...maddesinin 6.fıkrası gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde
    mirasçıları tazminat davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler.
    Alt işverenden söz edebilmek ve asıl işvereni, aracının borçlarından sorumlu tutabilmek için bir takım zorunlu unsurlar bulunmaktadır.
    a) İşyerinde işçi çalıştıran bir asıl işveren bulunmalıdır. Sigortalı çalıştırmayan “işveren” sıfatını ka...mayacağı için, bu durumdaki kişilerden iş alanlar da aracı sayılmayacak ve anılan madde kapsamında dayanışmalı sorumluluk doğmayacaktır.
    b) Bir başka işveren, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde iş almalı ve sigortalı çalıştırmalıdır.
    c) İşverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırılması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Bu kişinin diğer bir takım işyerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi bulunmamaktadır.
    d) İşverenden alınan iş, işverenin sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir işyeri olarak değerlendirilebilecek nitelikte olmamalıdır, aksi halde iş alan kimse aracı değil, bağımsız işveren niteliğinde bulunacaktır.
    e) İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendisi sigortalı çalıştırmaksızın işi bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
    F) Alt işverenin aldığı iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi yada yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin bütünleyici, yardımcı parçası olup olmadığıdır. İşyerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcısı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi halinde, alt işverenden söz etme olanağı kalmayacak, ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ....05.1995 gün ve 1995/...273-548 sayılı kararı da aynı yöndedir.)
    Yine 5510 sayılı Yasanın .../e bendine göre işçilerin, işverence sağlanan bir taşıt ile işin yapıldığı yere gidiş gelişi esnasında meydana gelen kaza iş kazası sayılır. İşverenin işinin görülmesi için sigortalıların işin görüleceği yere emniyetli ve güvenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri işverenin yükümlülüğünde olan bir husustur. İşveren bu görevini kendi araç ve işçisiyle yapabileceği gibi başkasına ait araç ve işçi ile de yerine getirebilir. Taşıma işinin işverenin nam ve hesabına yapılması halinde diğer sorumlular yanında işverenin de işçiye karşı doğrudan sorumluluğu bulunmaktadır.
    Bunun yanında 6100 sayılı H.M.K."nın 167. maddesi kapsamında hakimin yargılamanın her aşamasında bir talep olmaksızın davaların tefrikine karar verebileceği belirtilmekle birlikte Anayasanın 141.maddesinde ,"Devlet, yargının basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmesi için gereken tedbirleri almak zorundadır" hükmü yer almaktadır. Bu bakımdan usul ekonomisi Anayasada ayrıca düzenlenmiş olup buna aykırılık esasında Anayasaya aykırılık teşkil edecektir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesi de yine mahkemelerin makul sürede karar vermeleri hükmünü düzenleyerek bir yönüyle yargılamanın basit,çabuk ve ucuz yürütülmesi anlamına gelen usul ekonomisinin önemini göstermiştir. Tabi ki yargılama neticesinde esas olanın doğru karar vermek olduğunun belirtilmesi izahtan vareste bir husustur. Bu yönüyle usul ekonomisinden kastedilen ne pahasına olursa olsun hızlı karar vermek değildir.
    Ayrıca yine 6100 Sayılı H.M.K."nın ....maddesi kapsamında Mahkemeler taleple bağlılık kuralına göre tarafların talep sonuçları ile bağlı olup ondan daha fazlasına karar veremezler.
    Bütün bu açıklamalardan olarak somut olayda;
    ...Davalı ... kendi asıl vazifeleri arasında yer alan yol yapım işini bütünü ile davalı ... İnş.Taah.San.Tic.Ltd,Şti"ne devretmiştir. Bu husus esasında tartışma konusu değildir. Tartışılan husus böylesi bir işlemin yani ... ihale ile kendi asli vazifesini bir başka şirkete vermiş olmasının onu sorumluluktan kurtarıp kurtarmayacağı hususundadır. Yukarıda asıl işveren-alt işveren konusunun açıklanmasında ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, böylesi bir iş devirinin asıl vazifeleri arasında yol yapım işi de bulunan davalı ... sorumluluktan kurtarmayacağı açıktır. Bu kapsamda davalı ... anılan iş kazasında kusursuz sorumluluğu söz konusu olup kaldı ki ....05.2010 tarihli kusur raporunda davalı ... Müdürlüğüne ayrıca kusur izafe edildiğinin anlaşılmasına göre de somut olayda bu davalının durumunun kusur sorumluluğu kapsamında da değerlendirilebileceği de açıktır. Buna göre ... bakımından hatalı değerlendirme ile verilen davaların reddi kararı doğru bulunmamıştır.
    ...Dava dilekçesinin incelenmesinde isimleri davacılar arasında gösterilmekle birlikte davacılar ... ve ... İlhan bakımında maddi-manevi herhangi bir tazminat isteminin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu kapsamda bu davacılar bakımından manevi tazminata karar verilmesi H.M.K."nın ....maddesinde belirtilen talebin aşılmasıdır. Talebin aşılması hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşılmasında göz önünde tutulması gereken bir husustur. Bu kapsamda davacılar ... ve ... İlhan bakımından manevi tazminata karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    ...Bunun yanında yukarıda da açıklandığı üzere Mahkemece herhangi bir talep olmadan da yargılamanın hep aşamasında tefrik kararı verilebilmesi mümkün ise de tefrik kararı verilirken davalar arasındaki hukuki ve fiili irtibatın ve bu kapsamda da yargılamanın en kısa ve ucuz şekilde yürütülmesinin Mahkemece gözardı edilmemesi gerekir. Bu kapsamda da aralarındaki hukuki ve fiili irtibat açık olan davacı Kader"in maddi-manevi tazminat davasının diğer davalardan tefrik edilmesi de doğru görülmemiştir.
    O halde davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    ...Davacılar ... ve ... ..."ın temyiz istemlerinin REDDİNE,
    ...Davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... bakımından ise hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, .../02/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi