21. Hukuk Dairesi 2013/10035 E. , 2014/2417 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ağrı 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 14/03/2013
NUMARASI : 2012/620-2013/98
Davacı, yetim aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, kesildiği tarihten itibaren tekrar ödenmesi gerektiğinin tespitine, Kuruma borçlu olmadığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması ve ödenmeyen aylıkların ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi"ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 25/03/2005 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden anlaşmalı olarak boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından re"sen başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 14/10/2011 tarihli kontrol memuru raporunda; davacı ve boşandığı eşinin, kimlik paylaşım sistemindeki adresleri tespit edilmiş, davacının H.. Mah. ..... no:48 Taşlıçay/Ağrı adresinde; eski eşinin ise aynı mahallede no:47 sayılı adreste muhkim oldukları tespit edilmiş. Mahallinde yapılan araştırmada; davacı ve eski eşinin sistemde kayıtlı adreslerinin aynı bahçe içerisinde bulunan iki ayrı ev olduğu görülmüş, kızları Zeynep ve eski eşin anne ve babasının davacının yerleşim yerinde bulunduğu belirlenmiştir. Davacının ifadesi alındığı sırada davacının kaldığı evin yakınında kürekle çalışan kişinin çevredekilerce davacının eski eşi olduğunun belirtildiği, davacının kızı Zeynep"in bu kişinin yanına giderek konuşması üzerine, oradan
uzaklaştığı; çevre soruşturması için yeniden davacının ikametine gelindiği sırada eski eş olduğu iddia edilen kişi görülerek yanına gidilmek istendiğinde, koşarak uzaklaşıp saklandığı tespitine yer verilmiş, beyanlarına başvurulan komşular Ş. Y.ve Y. T. davacı ve eski eşinin birlikte yaşadıklarını, boşandıklarını duymadıklarını, bahçe içindeki diğer evde davacının kayınvalidesi ve kayınbabasının yaşadığını belirttikleri; SGK İl Müdürlüğüne gelerek beyanda bulunan davacının komşusu M. T. ise; davacının ifadesi alındığı sırada, olayı görüp kaçan kişinin davacının eski eşi olduğunu, eski eşin kendisine, davacının babasından dolayı maaş almak amacıyla boşandığını söylediğini bildirdiği görülmüş, Mahkemesince, İlçe Nüfus Müdürlüğünden alınan 11/02/2013 tarihli cevabi yazıya göre, davacının H. Mah. E. .. no:48 Taşlıçay/Ağrı adresinde; eski eşinin ise aynı mahallede no:47 sayılı adreste muhkim olduğu belirtilmiş, ancak davacının ve eski eşinin 01/10/2008 tarihinden itibaren adres hareketlerinin bildirilmediği anlaşılmış; mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanıkları ise davacı ve eski eşinin fiilen birlikte yaşamadıklarını beyan etmişlerdir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, denetim sırasında davacı ve eski eşi ile aralarında husumet olduğuna ilişkin iddia bulunmayan tarafsız tanıklar Ş. Y., Y.T. ve M. T. davacı ve eski eşinin eylemli olarak birlikte yaşadıklarına dair beyanları, çevre soruşturması sonucu elde edilen veriler ve adres hareketlerine göre davacı ve eski eşinin aynı bahçe içerisinde iki ayrı hanede kayıtlı görünmesi ve bu nedenle fiilen birlikte yaşamalarının hayatın olağan akışına uygun olduğu hususları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı Yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.