17. Hukuk Dairesi 2015/486 E. , 2016/6800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, 18/08/2011 tarihinde davalılardan ..."ün maliki ve ..."un sürücüsü olduğu aracın çarpması sonucu davacının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, vücudunda kemik kırıkları meydana geldiğini, psikolojik olarak bir ömür boyu bu travmayı yaşayacağını belirterek 6.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı ... ve ...’den tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, kazaya karışan aracın şirketleri tarafından sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin davadan önce temerrüde düşürülmediğini, manevi tazminattan şirketinin sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı kesin mehile rağmen muayene olduğu ve rapor ücretini yatırdığına dair belge sunmadığından davasını ispat edememesi nedeniyle davalarının reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yaya davacıya davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigorta şirketi olduğu aracın çarpması sonucu yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)Somut olayda; trafik kazası nedeniyle davacının yaralanmasına ilişkin olarak görülen Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2011/2298 Esas - 2012/1813 Karar sayılı dosyasında,davalı sürücü sanığın cezalandırılmasına dair verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar 11.09.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Anılan dosyada mevcut davacı adına, .... .... Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen 18.08.2011 tarihli adli rapor da; “Hastanın hayati tehlikesi mevcut değildir. Basit tıbbi müdahale ile giderilmez. Sağ tıbia ve fibula kırıktan bahsedilmiştir”, ... Üniversitesi ... Fakültesi .... Anabilim dalı tarafından düzenlenen 10.11.201 tarihli kati raporda: “Meydana gelen lezyonların; kafatası kemiklerinde kırık, çatlak büyük damar ve sinir yaralanması iç organ bütünlüğünde bozulma ve klinik olarak şuur kaybı tablosu meydana getirmediğinden; şahsın yaşamını tehlikeye uğratmadığı, basit tıbbi müdahale ile giderilemez olduğu, vucüttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisi hafif (1), orta (2-3) ve ağır (4-5-6) olarak sınıflandırıldığında şahısta saptanan kırığının hayat fonksiyonlarını ağır (5) decerede etkileyecek nitelikte olduğu” belirtilmiştir. Ceza mahkemesi kararında davacının basit tıbbi müdahale ile giderilemez, kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanması nedeni ile ceza takdir edilmiş ve kırık nedeni ile ceza arttırılmış olmasına göre davacının yaralanmasına ilişkin raporlar ve kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı varken dosyada mevcut belgelere göre delillerin değerlendirilip karar verilmesi gerekirken, davacı kesin mehile rağmen muayene olduğu ve rapor ücretini yatırdığına dair belge sunmadığından davasını ispat edememesi nedeniyle davalarının reddine, karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.