3. Hukuk Dairesi 2020/11647 E. , 2021/10290 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ELAZIĞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davalı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 19/10/2021 tarihinde davalı asil ile davalı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, borçlu dava dışı ... tarafından davalı aleyhine Elazığ 2. İcra Müdürlüğü"nün 2016/5190 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalı borçlunun icra takibine karşı dayanak belgedeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası ile borca itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini, dava dışı ... tarafından, başlatılan icra takibinin 22/08/2017 tarihinde kendisine temlik edildiğini, savcılık soruşturmasında yapılan incelemede dayanak belge altındaki imzanın davalıya ait olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükemdilmesini istemiştir.
Davalı; savcılık dosyasında alınan raporun yeterli olmadığını, dava dışı Metin ile küs olduğu halde bu kadar yüksek miktarda borç para vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yapılan temliklerin hileli olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; Adli Tıp Kurumu raporunda; takibe dayanak yapılan “Taahhütname” başlıklı belgedeki imzanın kuvvetle muhtemel davalıya ait olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince; davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, “Taahhütname” başlıklı belge ile alınan borç paranın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yargılama sırasında alınan Adli Tıp Kurumu’nun 15/10/2019 tarihli raporunda; inceleme konusu “Taahhütname” başlıklı belgede davalı ... adına atılı basit tersimli imza ile ..."un mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından, söz konusu imzanın kuvvetle muhtemel ..."un eli ürünü olduğu kanaati bildirilmiş, davalı tarafça söz konusu rapora itiraz edilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, takibe dayanak yapılan belgedeki imzanın davalının eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmemiştir.
Mahkemece, bahsi geçen rapor hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, Adli Tıp Kurumundan alınan raporun, bu hali ile kesin kanaat içermediği ve dolayısıyla hüküm kurmaya elverişli olmadığı açık olup, söz konusu raporun anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından, kesin kanaat bildirmeyen mevcut rapora göre sonuca gidilemez. Zira Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi"nin imza incelemesinde son merci olarak kabulü hususunda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 07/10/2009 tarihli ve 2009- 12-282 sayılı kararı).
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; Adli Tıp Kurumu"nun imza incelemesinde üst ve son merci olmadığı gözetilerek, üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyelerinden (grafoloji alanında uzman) oluşturulacak bilirkişi heyetinden, dava konusu belgedeki imzanın davalının eli ürünü olup olmadığına ilişkin yeniden rapor alınması gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
13.330,00 TL peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 19/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.