20. Hukuk Dairesi 2015/8260 E. , 2015/8335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tekirdağ Kadastro Mahkemesi
TARİHİ : 11/03/2014
NUMARASI : 2013/23 - 2014/5
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Mehmet Ali Arslan tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, tapu kaydına dayanarak yörede 2005 yılında ilk kez yapılan ve 12.07.2006 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında Çorlu ilçesi, Yenice köyünde bulunan .. ada 1 parsel sayılı taşınmazın orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu ileri sürerek, bu yere ait sınırlamanın iptali istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddi ile dava konusu taşınmaza ilişkin 94 nolu Orman Kadastro Komisyonu kararının geçerli olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddi ile dava konusu taşınmaza ilişkin 94 nolu Orman Kadastro Komisyonu kararının geçerli olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, verilen karar yerinde görülmemiştir.
Şöyle ki; mahkemece yapılan inceleme ve araştırma, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını belirleme noktasında yeterli değildir. Mahkemece alınan 07.11.2013 havale tarihli ortak bilirkişi heyeti raporunda taşınmazın tahdit içinde kalan kısmının 1957 yılı memleket haritasında çalılık alan olarak sembolize edilen yeşil renkli alan içinde gözüktüğü belirtilmesine rağmen memleket haritasının dayanağı hava fotoğrafı getirtilerek taşınmazın konumu belirlenmemiş, dosyada bulunan 1939 yılı hava fotoğrafında taşınmazın ağaç ve ağaçcık topluluğu olarak görülen ve bütünlük arzeden alan içinde kaldığı belirtilmesine rağmen rapor ekindeki gösterimin net olmaması nedeniyle taşınmazın hava fotoğrafındaki niteliği hususunda duraksama oluşmuştur. Bu hususların aydınlatılması için Dairemizin 16.06.2014 tarihli kararı ile dosya iade edilmiş, iade kararı ile alınan 08.03.2015 havale tarihli bilirkişi heyetinin ek raporunda, inceleme için gerekli stereoskop aletlerinin bulunmadığı gibi bu incelemeyi yapmanın uzmanlık alanlarına girmediği beyan edilerek stereoskopik inceleme yapılmaksızın rapor ekinde dava konusu taşınmazın keşifte uygulandığı bildirilen 1957 yılı memleket haritasının yapımında kullanılan 1954 yılı hava fotoğrafı ile 1939 yılı hava fotoğrafındaki konumunun gösterimi ile yetinilmiştir. 07.11.2013 havale tarihli ortak bilirkişi heyeti raporunda taşınmazın 1957 yılı memleket haritasında çalılık alan olarak sembolize edilen yeşil renkli alan içinde gözüktüğü belirtilmesine rağmen iade sonrası alınan ek rapor ekindeki 1954 yılı hava fotoğrafına ilişkin gösterimde taşınmaz kısmen koyu alanda gözükmektedir. Bilirkişi raporlarındaki bu çelişki giderilmediği gibi hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik aletle inceleme yapılmadığından bu husus aydınlanmamıştır. Bu haliyle dosya kapsamı dava konusu edilen taşınmazın öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığını belirleme noktasında yeterli değildir. Eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde, mahkemece, dosya kapsamında bulunan memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenajman planı ile birlikte önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ile hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yapacak jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dosya kapsamında yer alan harita ve fotoğraflar, çekişmeli taşınmazla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 1/6/1988 gün ve 31/13 E. K.; 14/3/1989 gün ve 35/13 E. K. ve 13/6/1989 gün ve 7/25 E. K. sayılı kararlarıyla iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazın kesin ve gerçek eğimi belirlenmeli, keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritasıyla irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine (kadastro paftası yok ise, çekişmeli taşınmazın ölçekli krokisi), yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop aleti vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü oluşturan unsurlar tek tek sayı olarak tarif edilmeli, ağaçların cinsi, ortalama yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve kullanım şekli detaylı olarak incelenmeli, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/10/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.