20. Hukuk Dairesi 2015/770 E. , 2015/8344 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2013
NUMARASI : 2011/355-2013/469
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 14.07.2008 tarihli dilekçesiyle, Manavgat, Salur köyü 151 ada 13 sayılı parselin öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davalı adına kayıtlı tapunun iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 09.06.2011 gün ve 7083-7232 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 2007 yılında yapılıp, 21.06.2007 ilâ 20.07.2007 tarihlerinde ilân edilmiş, 151 ada 13 parsel sayılı 4196.86 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle M.. G.. adına tespit edilmiş, Hazinenin bu parsele yönelik açmış olduğu davanın husumet nedeniyle reddedilmesiyle tespiti kesinleşerek tapuya kayıt edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk orman kadastrosunun 1969 yılında herhangi bir köy ya da belde sınırı esas alınmadan seri bazında yapıldığı ve köyün tamamını kapsamadığı anlaşılmaktadır. 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değiştirilen 12/3. maddesine dayanılarak çıkartılan ve 19 Ağustos 1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliğinin "Sınırlama Dışı Kalan Ormanlar İçin Yapılacak İşlemler" başlıklı 128. maddesinin (b) fıkrasında “Sınırlaması yapılan Devlet Ormanının dış ve iç sınırlarına bitişik olmayan Devlet Ormanları hakkında orman kadastro komisyonunca herhangi bir karar verilmiş olmayacağından ve bu gibi Devlet Ormanlarının orman kadastrosu yapılmış sayılmayacağından ıttıla hasıl oldukta hemen orman kadastrosunun yapılması merkezce sağlanır. Bu gibi ormanlarda orman kadastrosu yapılıncaya kadar ilgili kanun hükümlerine göre işlem yapılır” hükmü bulunmaktadır.
6831 sayılı Kanunun 1/J maddesinde "Funda ve makilerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşımayan yerlerin orman sayılmayacağı" hükmünün karşı kavramından funda ve makiliklerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan yerlerin orman sayılacağı, 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin "Vasıf Tayinine Esas Olacak Tanımlar" başlıklı 23. maddenin (o) bendinde maki ve funda türü ağaçların isimlerinin sayıldığı, aynı maddenin (p) bendinde "Orman ve orman toprak muhafaza karakteri, üzerindeki bitki formasyonu ile taşkınları, şiddetli yağış sonrası oluşan zararlı akışları, toprak erozyonu, toprağın strüktür ve tekstürünün, bozulmasını önleyici, su verimini artırıcı etkisi bulunan ve eğimi yüzde on ikiden fazla olan yerlerdir." şeklinde tanımlanmış ve yine aynı yönetmeliğin "Devlet Ormanı Olarak Sınırlandırılacak Yerler" başlığını taşıyan 26/j maddesi "Orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanların Devlet Ormanı olarak sınırlandırılacağını" aynı maddenin ikinci fıkrasında "Orman rejimine girmiş olan bu gibi yerlerin komisyonlarca herhangi bir nedenle sınırlama dışı bırakılmış veya orman sayılmamış olmasının bu yerlerin orman olma vasfını ortadan kaldırmayacağı" konularında hükümler bulunmaktadır.
Orman Kanununun 1. maddesinin ikinci fıkrasının (İ) bendinde “Sahipli arazideki aşılı ve aşısız zeytinliklerle, özel yasası gereğince Devlet Ormanından tefrik edilmiş ve imar ıslah ve temlik şartları yerine getirilmiş bulunan yabani zeytinlikler ile 09.07.1956 tarih ve 6777 sayılı Kanunda tasrih edilen yabani ve aşılanmış fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar”ın orman sayılmayacağı, kabul edilmişse de, çekişmeli taşınmazlara ait bu yollarla oluşturulan her hangi bir tapu kaydına dayanılmadığı gibi, 3573 sayılı Kanun gereği tahsis de bulunmamaktadır.
02.12.2003 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4999 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7/1. maddesi "...evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, kadastrosu orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü getirilmiş ve bu hükümle daha önce sınırlaması yapılmış olup da her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosunu yapma görev ve yetkisini vermiştir. Yine, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin (a) bendinde orman kadastro komisyonlarının aynı görev ve yetkisi tekrarlandıktan sonra 26/h maddesinde “Her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanlar,”ın devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı, aynı maddenin ikinci paragrafında da "4785 sayılı Kanunla Devletleştirilmiş ormanlar ile yukarıda belirtilen... (j) bentlerine göre orman rejimine girmiş olan sahaların herhangi bir şekilde komisyonlarca sınırlama dışı bırakılmış veya orman sayılmamış olması bu yerlerin orman olma vasfını ortadan kaldırmayacağı öngörülmüştür.
Ayrıca, raporu hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporuna ekli eski tarihli memleket haritasında çekişmeli taşınmazın kısmen yeşil alanda orman sayılan yerlerden olduğu gözükmekte olup üzerinde de aşılı zeytin, aşılı harnup, kızılağaç bulunduğu belirtildiği halde orman ağacı niteliğindeki bu ağaçların taşınmazın hangi kısmında bulunduğu açıklanmadığından orman bilirkişi raporu yetersizdir.
Bu nedenle; mahkemece, yörede ilk defa yapılan orman kadastrosuna ait tüm belgeler ile eski tarihli ve dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile kadastro sırasında altlık olarak kullanılan pafta ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; komşu taşınmazların durumu araştırılarak 6831 sayılı Kanunun 17. maddesine göre orman içi açıklığı olup olmadığı belirlenmeli, eğimi % 12"den fazla olan funda ve maki cinci ağaççıklarla kaplı alanların orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyacağından bu tür yerler kesinleşen orman sınırı dışında kalsa bile orman vasfı ortadan kalkmayacağından çevresinde bulunan Devlet Ormanının devamı niteliğindeki yerler olması nedeniyle orman sınırı içine alınması gerektiği, ayrıca çekişmeli parsellerde yapılan orman kadastrosu sınırları dışında bırakılmış olsa dahi, 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7/1. maddesi gereğince herhangi bir nedenle sınırlama dışında kalmış orman olması nedeniyle orman sayılacağı gözetilmeli, taşınmazların orman ya da orman içi açıklığı olmadığının belirlenmesi halinde bu kez öncesi itibarıyla nasıl kullanıldığı, imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, zilyedliğin ne zaman başlayıp, nasıl sürdürüldüğü, ekonomik amaca uygun
olup olmadığı, maddi olaylara dayalı olarak yerel bilirkişi ve tarafların tanıklarından sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının doğruluğu kadastro tespit tarihinden 15-20 yıl önce düzenlenen hava fotoğrafları ile bu haritalar esas alınarak düzenlenen memleket haritaları ile de denetlenmelidir.] denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 22.09.1969 tarihinde ilân edilmiş, daha sonra yapılan aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması 08.04.2008 tarihinde ilân edilmiş ve kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve çevre taşınmazların da hükmen kişiler adına tescil edilerek kesinleştiği anlaşıldığına göre, davacı Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 05/10/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.