22. Hukuk Dairesi 2015/6332 E. , 2016/12436 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin asıl işveren davalı ... Başkanlığının taşeronlar aracılığı ile yaptırdığı işlerde 01.03.1997 tarihinde çalışmaya başladığını, taşeron şirketler değişmesine rağmen davacının sürekli çalıştığını, çöp toplama görevi yaptığını, son olarak davalı alt işveren .... şirketinde çalışmasına devam ederken 31.12.2009 tarihinde emekli olduğunu, belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, .... ücreti alacaklarının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili, müvekkili belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini, belediyenin ihale makamı olduğunu belirterek davanın öncelikle husumetten aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..... Ltd. Şti. vekili, davacının davalı şirkette 11.06.2006-02.03.2008 tarihleri arasında çalıştığını, davacının 31/12/2009 tarihine kadar çalışmasının bulunmadığını, davacının farklı taşeron şirketlerde çalıştığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi uyarınca yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14/2. maddesi hükmü, 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen iş yeri devrini de içine alan geniş bir düzenleme olarak değerlendirilebilir. Gerçekten maddede iş yerlerini devir veya intikalinden söz edildikten sonra “yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli” denilmek suretiyle uygulama alanı 4857 sayılı Kanun’un 6. maddesine göre daha geniş biçimde çizilmiştir. O halde kıdem tazminatı açısından asıl işveren alt işveren ilişkisinin sona ermesinin ardından iş yerinden ayrılan alt işveren ile daha sonra aynı işi alan alt işveren arasında hukuki veya fiili bir bağlantı olsun ya da olmasın kıdem tazminatı açısından önceki işverenin devir tarihindeki ücret ve kendi dönemi ile sınırlı sorumluluğu, son alt işverenin ise tüm dönemden sorumluluğu kabul edilmelidir.
Sonuç olarak, tarafların fesih konusunda irade açıklamaları veya fesih işlemi yerine geçecek işlemleri olmadığı sürece, işçinin asıl işverenden alınan iş kapsamında ve değişen alt işverenlere ait iş yerinde ara vermeden çalışması halinde işyeri devri kurallarına göre çözüme gidilmesi yerinde olur. Bu durumda değişen alt işverenler işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını devralmış sayılır. Asıl işveren tüm hizmet süresine göre kıdem tazminatı alacağından; devreden alt işveren ise kendi çalıştırdığı dönem ve ücret seviyesine göre belirlenecek kıdem tazminatından sorumludur.
Somut olayda, davacı işçi değişen alt işverenler nezdinde çalışmış en son dava dışı .... Ltd. Şti. nezdinde çalışırken iş sözleşmesini emeklilik sebebiyle feshetmiştir. Bu durumda, davalı .... İnş. Limited Şirketi son alt işveren olmadığından, kıdem tazminatından sadece kendi dönemi için sorumludur. Mahkemece, davalı asıl işveren olan .... .... tüm dönem itibariyle kıdem tazminatı alacağından sorumluluğu cihetine gitmesi isabetli ise de, diğer davalı alt işveren şirketin kendi çalışma dönemiyle sınırlı olmak üzere kendi ücret seviyesine göre ve şirketçe ödenen miktarın da mahsup edilerek belirlenecek kıdem tazminatından sorumlu tutulması gerekirken aksi yönde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 26.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.