16. Hukuk Dairesi 2015/2760 E. , 2015/11242 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ORDU KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/2014
NUMARASI : 2011/166-2014/115
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden H.. R.. vs. vekili Avukat İsmail ile aleyhine temyiz istenilen H. A.. K.. vs. vekili Avukat Şefiye geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Y. Beldesi, M. Mahallesi çalışma alanında bulunan 767 ada 1 parsel sayılı 5391,10 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve bağış nedeni ile davalı M.. R.., 768 ada 2 parsel sayılı 8552,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenle davalı Mehmet oğlu İ.. R.., 768 ada 1 ve 4 parsel sayılı 29.541,85 ve 260,38 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar aynı nedenle ve eşit paylarla davalılar Havva, Rabia, Zinnet, K.. K.. ve S.. E.., 768 ada 5 ve 7 parsel sayılı 3303,52 ve 22.067,03 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı Ali oğlu İ.. R.., 769 ada 15 parsel sayılı 27.640,79 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar aynı nedenle ve eşit paylarla davalılar Gülsüm, Selime, Ömer, Penpe, Halime, Rabiye, Hanife ve Hacı A.. K.. adlarına, 771 ada 1 parsel sayılı 4350,99 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, paylaşma ve bağış nedeni ile davalı O.. K.. adına tespit edilmiştir. Davacılar H.. R.., Yusuf ve G.. E.., S.. A.., tapu kaydına ve miras yolu ile gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazların payları oranında adlarına tescili istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda 771 ada 2 parsel yönünden açılan davanın reddine, tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline, diğer parseller yönünden davacılar H.. R.. ve G.. E.. tarafından açılan davanın reddine, davacılar S.. A.. ve Y.. E.. tarafından açılan davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile payları da gösterilmek sureti ile tespit malikleri ile davacılar Y.. E.. ve S.. A.. adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar H.. R.. ve G.. E.. vekili ile davalı Ali oğlu İ.. R.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların tamamının A.. K.."dan intikal ettiği, A.. K.."nın erkek çocuklarının kızların hakkını da vermek üzere taşınmazları aralarında paylaştıkları ancak kızlardan Fatma"nın payının verilmediği, Ayşe"nin payının ise satın alındığı, herkesin paylaşıma göre yerlerini kullandığı kabul edilmek sureti ile yukarıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli değildir. Davacı taraf dava konusu taşınmazların 21.03.1988 tarih ve 25 sıra numaralı tapu kaydı ile miras bırakan A.. K.. adına kayıtlı olduğunu, kendilerinin de Ali mirasçısı olmaları nedeni ile taşınmazlarda paylarının bulunduğunu ileri sürmüş ve payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir. Bir kısım davalılar taşınmazlar başında yapılan keşifte dava konusu taşınmazların A.. K.."nın erkek çocukları arasında paylaştırıldığı, davacı H.. R.."na da pay verildiği, kızlardan Ayşe"nin payının erkek kardeşler tarafından satın alındığı, Fatma"ya ise pay verilmediği taşınmazların 50-60 yıldan bu yana taksime göre kullanıldığını ileri sürerek davanın reddini istemişlerdir. Davacılar iddialarını tapu kaydı ve mirasçılar arasında paylaşım yapılmadığı hususuna dayandırdıkları için tapu kaydının taşınmazlara uygunluğunun saptanması bundan sonra da gerek tapu malikleri arasında gerekse A.. K.. mirasçıları arasında paylaşım yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılması gerekmektedir. Ayrıca davacının dayanağı olan tapu kaydında A.. K.."nın ölümünden sonra tapuda intikal yaptırıldığı ve Ayşe"nin payının intikalden sonra diğer bir kısım mirasçılara satışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Kural olarak tapu dışı paylaşmadan sonra tapuda yapılan pay satışı paylaşmayı bozar. Bu şekilde yapılan pay satışının zeminde yapılan paylaşma sonucu kendisine düşen taşınmazın satışına ilişkin olması bu kuralın istisnasıdır. Tapu kaydı yöntemince uygulanmadığı gibi tapu kayıt malikleri arasında yapılan bir taksimin olup olmadığı hususu da araştırılmamış olup zilyetliğe ilişkin yerel bilirkişi ve tanık beyanları da uyuşmazlığın çözümü için yeterli değildir. Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları huzuru ile dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı, tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli böylece tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmeli, tapu kayıt malikleri arasında harici paylaşım yapılıp yapılmadığı, paylaşım yapılmış ise dava konusu taşınmazların davacıların murisi A.. K.."ya verilip verilmediği, ayrıca bilirkişi ve taraf tanıklarından muris A.. K.."dan intikal eden taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilip edilmediği ve edilmiş ise taksimin ne zaman yapıldığı, çekişmeli taşınmazların taksime konu olup olmadığı, oldu ise taksimde kime düştüğü, taksimde her bir mirasçıya yer verilip verilmediği, kadastro tespit tarihine kadar taksimin bozulup bozulmadığı, taksimden sonra taşınmazları kimin kullandığı, tapuda mirasçılardan Ayşe tarafından yapılan pay satışının zeminde yapılan paylaşma sonucu kendisine düşen taşınmazın satışına ilişkin olup olmadığı hususları maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak sureti ile giderilmeli, taksime dair beyanlar dosyaya getirtilecek olan murise ait taşınmazların tutanakları ile denetlenmeli, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 06.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.
B