17. Ceza Dairesi 2015/6321 E. , 2015/8332 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın yargılama sırasında müdafi istemeyip savunmasını kendisinin yapması nedeniyle sadece soruşturma evresinde görev yapan müdafi Av...."nun karar başlığında gösterilmesi yerinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Hırsızlık suçunun hastane içerisinde bulunan doktor muayene odasından gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında 5237 sayılı TCK"nın 142/1-a maddesi ile uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi sonuca etkili görülmediğinden; sanığın 20.09.2009 günü müştekinin doktor olarak çalıştığı hastaneye giderek içerisinde müştekiye ait sürücü belgesi, nüfus cüzdanı, 100 TL para, farklı bankalara ait bankamatik ve kredi kartlarının bulunduğu çantayı hırsızladığı, çanta içerisinden işine yarayacağını düşündüğü para ve eşyaları aldıktan sonra çantayı aynı gün hastanenin ilerisinde bir yere atarak kaçtığı, bankamatik kartlarının buradan alınarak müştekiye teslim edildiği, öğrenci kimlik kartının 23.09.2009 günü işlediği başka bir suç nedeniyle yakalanan sanığın üst araması sonucu ele geçirilerek müştekiye teslim edildiği, 100 TL paranın ise kovuşturma aşamasında sanık tarafından müştekinin banka hesabına yatırıldığı ve böylelikle müştekinin tüm zararının giderildiği olayda, yalnızca 100 TL paranın sanık tarafından müştekiye ödendiği, diğer hırsızlanan eşyaların ise yerini sanığın kendisi göstermeyip bir kısmının attığı yerden alındığı bir kısmının ise kolluk görevlilerince yapılan araştırmada bulunduğuna göre, kısmi iade sağlanmış olması nedeniyle müştekinin kısmi iadeye muvafakat edip etmeyeceği sorulduktan sonra sanık hakkında TCK"nın 168. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması; sanığın adli sicil kaydında yer alan tekerrüre esas alınabilecek mahkumiyetleri içinde en ağırı olan... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 26.12.2006 gün 2006/400-495 sayılı kararına konu hırsızlık suçundan hükmedilen kesinleşme tarihi 25.08.2009, infaz tarihi 07.06.2011 olan 3 yıl hapis cezasına ilişkin hükümlülüğünün tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi ise, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasa"nın 108/4, 5, 6. fıkralarında “Hakim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler. Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır. Hakim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.” hükmünü düzenlemiştir. Buna göre denetim süresini belirleme ve gerektiğinde uzatma görevi, hükmü veren mahkemeye değil, hükümlünün infaz aşamasındaki davranışlarını da değerlendirerek koşullu salıverme ile ilgili kararı verecek mahkemeye aittir. Buna göre; hüküm kurulurken mükerrir olan sanık hakkında TCK’nın 58/7. maddesi uyarınca “mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra da denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından 58. maddenin uygulanmasına ilişkin olarak yer alan ""cezasının infazından itibaren sanığın 1 yıl süre ile denetim altına alınmasına" cümlesinin çıkartılarak yerine ""cezanın infazından sonra sanığın denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına"" ilişkin cümlenin eklenmesi suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.