Taraflar arasında görülen davada;
Davacı vekili, davaya konu 662 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait iken 5283 Sayılı Yasa uyarınca davalı Hazineye devredildiğini, ancak anılan yasanın sağlık birimlerinin devrini öngördüğünü, taşınmazdaki lojmanların yasa kapsamı dışında kaldığını ileri sürerek lojmanların bulunduğu kısmın tapusunun iptaliyle davacı adına tescilini istemiştir.
Davalı Hazine, uyuşmazlığın İdari Yargıda görülebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın görev bakımından reddine ilişkin mahkeme kararı Dairece, davaya Adli Yargıda bakılacağına, işin esasına girilmesi gerekeceğine işaret edilerek bozulmuş; mahkemece, bozmaya uyularak tamamlanan soruşturma sonunda, 5283 Sayılı Yasaya göre yapılan devrin lojman gibi ek birimleri de kapsadığı, kaldı ki, bu bölümün ifrazının da mümkün olmadığı belirtilerek  davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                 -KARAR-
Dava, tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişmeli  662 sayılı parselin Sosyal Sigortalar Kurumu adına kayıtlı iken  5283 Sayılı Yasa uyarınca Hazine’ye devredildiği, taşınmaz içerisinde hastane binası dışında lojman binasının da bulunduğu görülmektedir.
Davacı kurum, lojmanların  anılan Yasa kapsamında devir konusu yapılamayacağını ileri sürerek, taşınmazın lojman bölümünün ifrazen iptali ile adına tescili isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere, 5283 Sayılı Yasanın 4. maddesinin (e) bendinde, devre konu sağlık birimlerinin taşınmazın bir kısmında hizmet vermesi halinde, o kısmın ifraz edilerek Bakanlığa devredileceği ; başka bir anlatımla, sağlık birimi dışındaki taşınmaz bölümünün devir kapsamında bulunmadığı öngörülmüştür. Bu durumda, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde, öncelikle lojmanın yer aldığı kısmın taşınmazdan ifraz edilip edilemeyeceğinin tespiti gerekeceği muhakkaktır. Ancak, ifraz  konusunda mahkemece hükme yeterli bir araştırma gerçekleştirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, lojman binasının bulunduğu taşınmaz bölümünün 3194 Sayılı Yasa’nın 15. maddesine göre ifrazının mümkün olup olmadığının encümen kararına dayalı olarak sorulup tespit edilmek suretiyle bu hususun açıklığa kavuşturulması ve ondan sonra 5283 Sayılı Yasa çerçevesinde tüm deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.