Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair  temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine başlandığı, örnek (10) nolu ödeme emri tebliği üzerine borçlular vekilinin yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borçlu şirketlerin temsilinin çift imza ile mümkün olmasına rağmen çekte şirketler adına tek imza atılı olduğu ve bu nedenle sorumlu olmadıklarını ileri sürerek takibin iptalini istediği anlaşılmıştır. Borçlular vekilinin başvurusu bu hali ile İİK"nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, borca itiraz hakkında İİK"nun 169/a maddesi uygulanması gerekip, anılan maddenin 5. fıkrasına göre; "İtirazın kabulü kararı ile takip durur." Mahkemece, borçluların, borca itirazları kabul edildiğine göre, İİK"nun 169/a-5. maddesi  uyarınca takibin durdurulması yerine, takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmekle beraber anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Ankara 13. İcra Mahkemesi"nin 19/11/2009 tarih ve 2009/926-1524 sayılı kararının hüküm bölümünün birinci maddesinde yer alan, "takibin davacılar yönünden iptaline" sözcüklerinin karar metninden çıkarılmasına, yerine "takibin davacılar yönünden durdurulmasına" sözcüklerinin yazılmasına, kararın  düzeltilmiş bu şekliyle İİK 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, 01/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.