Esas No: 2021/9320
Karar No: 2022/1713
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/9320 Esas 2022/1713 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/9320 E. , 2022/1713 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce başvurunun kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 30/04/2019 tarih 2019/İHK-5046 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davacının yolcu olarak bulunduğu tescilsiz motosiklet ile davalı nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi olan aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacının yaralanarak malul kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik belirsiz alacak olarak şimdilik 5.100 TL sürekli işgöremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; talep artırım dilekçesi ile talebini 66.574,69 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kısmen kabulü ile 53.259,75 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 21/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Anılan karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan 04/12/2018 tarihli kök ve 15/12/2018 tarihli ek aktüer bilirkişi raporunda; davacının aktif çalışma devresi olarak kabul edilen sürenin tamamı için AGİ bedeli dahil edilmiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığı görülmektedir. Asgari geçim indirimi bedeli, fiili çalışmanın karşılığı olan bir ödeme olup, fiilen çalışmayan kişiler için efor kaybı tazminatı hesaplanırken ücrete dahil edilmesi mümkün değildir. Kaza tarihinde 14 yaşında olan ve gelir getirici bir işte fiilen çalışması mümkün olmayan davacı
çocuk için işgücü kaybı (efor kaybı) tazminat hesabı yapılırken, fiilen çalışmaya başlayacağı 18 yaşına kadar AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden ve 18 yaştan sonraki aktif devre içinse AGİ bedeli dahil edilmiş asgari ücret üzerinden hesap yapılması gereklidir. Davalı vekili tarafından söz konusu kök ve ek aktüer bilirkişi raporuna yukarıda bahsi geçen sebeplerle itiraz edilmiş, ancak Uyuşmazlık Hakem Heyetince davalının itirazının reddi ile 04/12/2018 tarihli kök raporda hesaplanan 66.574,69 TL sürekli işgöremezlik tazminatı üzerinden % 20 müterafik kusur indirimi yapılarak davacı lehine 53.259,75 TL tazminata hükmetmiştir. Anılan karara davalı vekili tarafından aynı sebeplerle itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince davalının asgari geçim indirimine ilişkin itirazı benimsenerek 23/04/2019 tarihli 2. ek aktüer bilirkişi raporunu almıştır. Bu son raporda davacı çocuğun hak edeceği işgöremezlik tazminatı hesaplanırken 14-18 yaş arası devre için asgari geçim indirimi dahil edilmemiş asgari ücrete göre hesaplama yapılmış, neticeten davacının talep edebileceği toplam sürekli işgöremezlik tazminatı 80.382,86 TL olarak hesaplanmıştır.
Nevar ki İtiraz Hakem Heyeti tarafından alınan 23/04/2019 tarihli 2. ek aktüer bilirkişi raporunda, davacının asgari ücret kadar olan geliri (2019 yılı) rapor tarihindeki verilere (işlemiş/işleyecek devre belirlemesi yönünden) göre tespit edilmiş ve hesaplama yapılmış; İtiraz Hakem Heyeti tarafından da bu raporda hesaplanan tazminat miktarının daha yüksek olması nedeniyle davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.
Oysa, davacı vekili tarafından Uyuşmazlık Hakem Heyetince hükme esas alınan 04/12/2018 tarihli kök rapora ve 15/12/2018 tarihli ek aktüer bilirkişi raporuna itiraz edilmemiş, İtiraz Hakem Heyeti kararını da yalnızca davalı vekili temyiz etmiş olmasına göre, 04/12/2018 tarihli kök rapordaki hesaplama yöntemi yönünden davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmadan, İtiraz Hakem Heyetince alınan 23/04/2019 tarihli 2. ek aktüer bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat miktarının daha yüksek olması nedeniyle davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmesi hatalıdır.
Açıklanan nedenlerle; davacının 14-18 yaş aralığındaki dönem için AGİ dahil edilmemiş net asgari ücret üzerinden ve 18-60 yaş arasındaki aktif dönem içinse AGİ bedeli dahil edilmiş net asgari ücret üzerinden tazminat hesabının yapılması (pasif dönem hesabının kök rapordaki gibi yapılması, kararı sadece davalı taraf temyiz ettiği ve rapordaki diğer hususlarda davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu için, hesabın 2018 yılı verileriyle ve işlemiş/ işleyecek devre belirlemesinde 2018 yılı esas alınarak yapılması) için rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp karar verilmesi gerekirken, davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturan yönlerin göz önünde bulundurulmaksızın yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
3-Somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına tam ve nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 30.maddesinin (17) numaralı fıkrası ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 6. maddesi ile adı geçen Yönetmeliğin 16. maddesine eklenen 13. Fıkra uyarınca tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 17.maddesi (2) numaralı fıkrasına göre de Sigorta Tahkim Komisyonları, vekalet ücretine hükmederken, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde asliye mahkemeleri için öngörülen ücretin altında kalmamak kaydıyla Tarifenin
üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmeder. Tarifenin üçüncü kısmına göre nisbi avukatlık ücretine hükmedilen durumlarda da talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine tarifeye göre hesaplanan nisbi ücretin beşte birine hükmedilir.
Açıklanan nedenlerle; Uyuşmazlık Hakem Heyeti'nce davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretine ilişkin olarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla, hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla vekalet ücretine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 07/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.