21. Hukuk Dairesi 2013/2562 E. , 2014/2835 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bakırköy 9. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/11/2012
NUMARASI : 2009/687-2012/688
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının, davalı işverenin ve davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının davalı işyerinde 05.08.2008 ile 08.06.2009 tarihleri arasında çalışmalarının ve eksik gösterilen primlerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 22.9.2008 ile 31.12.2008 tarihleri arasında brüt 939.47 TL ücret ile 1.1.2009 ile3.6.2009 tarihleri arasında 967.63 TL ücret ile çalıştığına karar verilmiş ise de varılan bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun"un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmasının konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve
tanıklar buna göre dinlenmeli, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve posta başı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa"nın 3/B-D maddeleri ile 5510 sayılı Yasa"nın 6/a-c maddelerinde de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Yukarıda açıklanan hususlar, yeterli ve gerekli bir araştırmayla ve deliller hep birlikte değerlendirilerek aydınlığa kavuşturulduktan sonra o çalışmanın sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığı, ya da ne zaman bu niteliğe kavuştuğu yönü üzerinde durulmalı ve çalışmayı kapsama alan yasanın yürürlük tarihinden sonraki dönem için hizmetin tespitine karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işyerinin 1321668 s.s.s nosu ile 01.1.2008 tarihinde kanun kapsamına alındığı, davacı adına davalı işyerinden işe giriş bildirgesinin verilmediği, 01.11.2008 ile 31.5.2009 tarihleri arasında asgari ücret üzerinden hizmet bildiriminde bulunulduğu, davacının 22.9.2008 tarihinde işe başladığına dair yazılı belgenin İl Milli Eğitim Müdürlüğü"ne bildirildiği ve valilik tarafından olur alındığı, ancak davalı işyerine ait dönem bordrolarının dosya arasına alınmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; mahkemece talep edilen döneme ilişkin dönem bordroları getirilmeden ve dinlenilen tanıkların bordo tanığı olup olmadığı belirlenmeden ayrıca davacının ücretinin asgari ücretin üzerinde olduğunu yazılı belge ile ispatlaması gerekirken sadece İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü"nden emsal ücret araştırması yapılarak sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; öncelikle davalı Kurumdan davalı işyerinin talep edilen döneme ilişkin bordroları getirtilerek bordro tanıklarının beyanlarına başvurmak gerekirse talep edilen dönemde çalışması bulunan komşu işyeri çalışanları zabıta marifetiyle veya Kurum"dan sorulup belirlenerek komşu işyeri tanıklarının da beyanları alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek ve davacının ücret konusunda iddiası yönünden banka kaydı,imzalı ücret bordosu gibi yazılı belgelerin varsa dosya arasına alınarak çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalı işverene iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.