Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6258
Karar No: 2016/7283
Karar Tarihi: 14.06.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/6258 Esas 2016/7283 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/6258 E.  ,  2016/7283 K.
"İçtihat Metni"


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davalılar ... ile ... vekillerince temyiz edilmiş, davalılar ... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 14.06.2016 Salı günü davalılar ... vekili Av. ... ile davalı Av. ... geldiler. Davacılar ve diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; LPG yüklü kamyonun patlaması sonucu alevlerin çevredeki araçlara sirayeti ile davacıların desteği ... hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya dair haklarını saklı tutarak, davacı anne ... ve baba ...n için ayrı ayrı 5.000 TL destek, 20.000 TL manevi, desteğin kardeşi olan diğer davacılar için ayrı ayrı 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 10.06.2014 tarihinde maddi tazminat taleplerini davacı ... için 32.298,43 TL"ye, ... için 18.747,35 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi ve manevi tazminat davalarının kabulü ile; ... için 32.298,43 TL, ... için 18.747,35 TL destek tazminatının, davacı ... ve ... için ayrı ayrı 20.000 TL, davacılar ..., ..., ... ve ... için ayrı ayrı 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
10.04.1992 gün 1991/7-1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hüküm altına alınmamış bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK."nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise, bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki, İBK. ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK. m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK.’nun 388. maddesinde (HMK. m. 297/II); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 14.10.2014 tarihli kısa kararda sadece "Davalı ... şirketine karşı açılan davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine, diğer davalılar yönünden ıslah edilen maddi tazminat davasının kabulü ile, manevi tazminat davasının kabulü ile, hükmolunan tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine" denildiği halde, gerekçeli kararda "maddi ve manevi tazminat davalarının kabulü ile; ... için 32.298,43 TL, ... için 18.747,35 TL destek tazminatının, davacı ... ve ... için ayrı ayrı 20.000 TL, davacılar ..., ..., ... ve ... için ayrı ayrı 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline" şeklinde hüküm tesis olunduğu görülmektedir. Bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.04.1992 gün ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalılar ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 14.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi