3. Hukuk Dairesi 2013/4736 E. , 2013/6685 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH ... MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı veliki tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili; ..., .., ..... 158 ada ... ve ... parsel ile 159 ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazlarda davacıların hisselerinin bulunduğunu, bu taşınmazların tapu kayıtlarında "..... Vakfından" belirtmesinin bulunduğunu, taşınmazdaki bu vakıf şerhi nedeniyle taşınmazın satılabilmesi için vakıf taviz bedeli olarak ....302,00 TL"nin ... hesabına yatırıldığını, .......... Vakfı"nın gayrısahih vakıf niteliğinde olduğunu, taviz bedelinin haksız olarak tahsil edildiğini belirterek taviz bedeli ödemekle yükümlü ve borçlu olmadıklarının tespiti ile davalı tarafından haksız yere tahsil edilen ....984,00 TL taviz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte geri ödenmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça talep edilen taviz bedelinin 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanunu"nun ....maddesi hükmüne istinaden alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, miri arazi niteliğinde olan taşınmazların vakfa gayri sahih olarak tahsis edildiğini bildiren bilirkişi raporu uygun bulunarak davanın kabulüne karar verilmiş; Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun ....maddesi hükmünce; tapu kayıtlarında icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın ....maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü
için, kayda işlenen vakfın mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir.
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkartılması doğru değildir. Vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan keşif yoluyla saptanması gerekmektedir.
Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu farklı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı keşfen ve uzman bilirkişiler marifetiyle saptanmalıdır.
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır.
O nedenle, taşınmaza ait kök tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülü ile getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar (vakfiye örneği) ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, ........nden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve bu konuda uzman üniversite öğretim üyeleri arasından yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak keşif de yapılmak suretiyle yukarıdan beri sayılan ilkeleri kapsar biçimde bilirkişi raporu alınarak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, bu yönler üzerinde durulmaksızın dava dosyası üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesiyle ve eksik araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.