Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4327
Karar No: 2012/773
Karar Tarihi: 13.02.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/4327 Esas 2012/773 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/4327 E.  ,  2012/773 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine ve Alakır Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Ahlat Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20.04.2011 gün ve 246/43 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:


    K A R A R

    Davacı, dava dilekçesinde köyü, mevki ve sınırlarını açıkladığı taşınmazları 30 yılı aşkın bir zamandan beri tasarruf ve zilyetliğinde bulunduğundan bahisle adına tescilini istemiştir.
    Davalılar Hazine ve Alakır Köyü Küzel Kişiliği temsilcisi tebliğe rağmen duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
    Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluştuğundan davanın kabulüne ve fen bilirkişinin, 21.09.2010 tarihli raporunda yeşil renkle boyalı 26.506 m² ile kırmızı renkle boyalı 3.676 m² yüzölçümlü taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Şöyle ki yöreye ilişkin ve dava tarihi itibariyle 20-30 yıl öncesine ait hava fotoğrafları merciinden getirtilerek uzman bilirkişilerce uygulaması yaptırılarak dava konusu taşınmazların niteliği belirlenmemiş ve usulüne uygun olarak mera araştırması yapılmamıştır. Keşifteki tanık beyanlarından taşınmazların davacının babası Selahattin"in yaptığı taksim sonucu 2002 de davacıya kaldığı, ancak babası Selahattin için belgesizden aynı kadastro çalışma alanında adına sulu ve kurudan ne kadar taşınmaz edindiği hususu araştırılmamıştır. Taşınmazların tapuda kayıtlı olup olmadığı Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulmamıştır. Kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olarak bir taşınmazın tapuya tesciline karar verilebilmesi için taşınmazın aynı zamanda tapuda kayıtlı olmaması gerekir. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, çifte tapunun oluşmasının önlenmesi açısından mahkemece kendiliğinden gözönünde tutulmalıdır. Bu nedenle teknik bilirkişilerin dosyada mevcut rapor ve krokisi yazılacak yazıya eklenmek suretiyle uyuşmazlık konusu yerin tapuda kayıtlı olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması gerekir.
    Uyuşmazlık; dava konusu taşınmazın niteliğinin ve zilyetlik süresinin belirlenmesi ile ilgilidir. Dava taşınmaza komşu 26 sayılı mera parseli bulunduğundan kadim ve tahsisli mera araştırmasının yapılması gerekir. Bir yerin öncesinin veya halihazır durumunun tahsisli veya kadim meralardan olup olmadığı ayrı usul ve şekilde araştırılmaya tabidir. Tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları vardır. Tahsisli meralar, yetkili merciler tarafından kamunun yararlanmasına ayrılmak suretiyle ve tahsis yoluyla oluşturulduğu halde, kadim meralar, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel olarak o yer halkının yararlanmasına bırakılması nedeniyle kamu malı niteliğini kazanırlar. HGK.nun 30.10.1991 tarih 1991/8-427-544 ve 03.05.1995 tarih ve 1995/17-149-502 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, bir yerin yetkili bir merci tarafından mera olarak tahsis edilmesi, evveliyatı itibariyle o yerin mutlak surette mera olarak kabulüne yeterli olmadığı gibi zilyetlikle iktisap iddiasının dinlenmesine de engel değildir. Ne var ki, yetkili merci tarafından bir yerin mera olarak tahsisinin yapılmış olması durumunda gerçek kişinin o yerdeki zilyetliği sona ereceğinden mera olarak tahsisin yapıldığı tarih itibariyle kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının saptanması gerekir. Taşınmazın tahsis yoluyla değil de kadim mera olduğunun anlaşılması halinde ise; o yer üzerinde zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın kadim meranın hiçbir şekilde kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; nizalı yerin tahsisli veya kadim mera olup olmadığının usulüne uygun bir şekilde araştırılmasıdır.
    Taşınmazın tahsisli meralardan olup olmadığı hususu araştırılırken, öncelikle bu yerde mera tahsisinin bulunup bulunmadığının İl-İlçe Özel İdaresi ile Tapu Sicil Müdürlüğü ve İlçe Tarım Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulması, varsa mera norm kararı ile tahsis tutanağı ve paftasına ilişkin evrakın getirtilerek mahallinde tapu fen memuru yetki ve yeteneğine haiz uzman bilirkişi aracılığı ile nizalı taşınmazın bu belgeler kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, mera norm kararına göre tahsis edilen meranın menşei norm kararından araştırılarak tahsisin mevcut kadim meradan mı, yoksa Bakanlık emrine geçen yerlerden mi yapıldığı tahkik ve tespit edilmelidir. Taşınmazın öncesinin kadim mera niteliğinde olup olmadığı hususu araştırılırken yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre, komşu köylerden seçilecek yerel bilirkişi, tanık ifadeleri ve uzman bilirkişi ziraat mühendisi aracılığı ile tespiti, Toprak Tevzi Komisyonu veya kadastroca işlem gören yerlerden komşu parseller olan 299 parsele uygulanan 177 tahrir numaralı vergi kaydı, 424 parsele uygulanan 184 tahrir numaralı vergi kaydı, 425 parsele uygulanan 174 tahrir numaralı vergi kaydı ile 300 ve 298 parsellere ait tutanak ve dayanağı belgelerin getirtilerek, dosya içindeki 299, 424 ve 425 parsellerin dayanak tapu kayıtları ile birlikte mahalline uygulanmak suretiyle dava konusu taşınmaz yönünün ne ve kim okuduğunun saptanması, nizalı taşınmazın ve onu çevreleyen komşu taşınmazın mera niteliğinde olup olmadığı araştırılarak belirlenecek niteliğe göre yukarıda açıklanan hususlar gözönünde tutularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
    Diğer yönden; bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının davanın açıldığı 30.04.2010 tarihinden en az 20 yıl öncesine ait iki ayrı zamanda çekilmiş olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihine göre 20 yıl öncesine ait (1980 – 1990 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların uzman bilirkişi aracılığı ile usulüne uygun olarak stereoskopla incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmaz sınırlarının belirlenmesi, bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın net bir biçimde çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
    Mahkemece; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihine göre 20 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliğinin, kullanım süresinin, ne zaman kullanılmaya başlandığının ve mera niteliğinde olup olmadığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerinin başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihinin ayrı ayrı belirlenip, babası Selahattin için belgesizden aynı kadastro çalışma alanında adına sulu ve kurudan ne kadar taşınmaz edindiği hususunun Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüğü ile açılan zilyetliğe dayalı tescil davası bulunup bulunmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup, iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, anılan araştırma ve incelemeler yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi