8. Hukuk Dairesi 2011/4046 E. , 2012/776 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Kahramanmaraş 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 15.03.2011 gün ve 381/144 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünldü:
KARAR
Davacı vekili, mevkii ve sınırları dava dilekçesinde yazılı taşınmazı 40 yılı aşkın zamandan beri malik sıfatıyla zilyetliği altında bulundurduğunu açıklayarak, bu yerin vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Davalı köy tüzel kişiliğine dava dilekçesi yöntemine uygun biçimde tebliğ edilmesine karşın, oturumlara katılmamış ve yanıt vermemiştir.
Mahkemece, davacı lehine zilyetlikle kazanma koşulları gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne, 8.11.2010 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda A harfiyle gösterilen 4539.61 m2" lik yerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu yerin 1965 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğundan bahisle tescil harici bırakıldığı anlaşılmıştır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi, davacının bu yeri 1970’li yıllardan itibaren sahiplenmeye başladığını, ondan önce boş olan bu yerin köy hayvanlarının bırakıldığı ve otlatıldığı bir yer olduğunu, davacının bu yere ev yaptığını açıklamıştır. Davacı tanıkları özetle; davacının bu yere önce ahır yaptırdığını, sonra ev inşa ettiğini, yaklaşık 30 yılı aşkın zamandan beri kullanmakta olduğunu söylemişlerdir. Orman bilirkişi, dava konusu yerin orman sayılmayan yerlerden olduğunu rapor etmiştir. Fen bilirkişi, ölçekli kroki ve raporunu dosyaya sunmuştur. Ziraat bilirkişisi, dava konusu yerin tesviyesinin yapıldığını, bu kısmın ev ve avlusu olarak kullanıldığını, toprak derinliğinin 20-30 cm. civarında olduğunu, taşınmaz üzerinde keşif tarihi itibariyle 5-20 yaşlarında değişik meyve ağaçlarının ekili bulunduğunu rapor etmiştir. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi dahilindedir. Uyuşmazlık 766 sayılı Tapulama Kanunu çalışmaları sırasında 2. madde uyarınca tescil harici bırakılan bu yerde imar-ihya çalışmalarının hangi tarihte tamamlandığı, tamamlanma tarihi itibariyle dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin aralıksız ve çekişmesiz olarak geçip geçmediğinde toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak; ev, müştemilat, ahır ve samanlık gibi yapı inşa edilmesi zilyetlikle kazanım için yeterli değildir. Bir başka anlatımla, ekonomik amaca uygun bir zilyetlik için; tescil harici bırakılan bir yerde imar – ihyanın emek ve para sarf edilerek tamamlanması, tamamlandığı tarihten itibaren yirmi yıl süre ile zilyetliğin davasız – aralıksız geçmesi gerekir.
Hal böyle olunca; dava tarihinden itibaren 20-30 yıl öncesine ve iki ayrı zamana ait hava fotoğraflarının merciinden getirtilerek işin uzmanı jeodezi ve fotoğrametri ünvanlı harita mühendisine uygulattırılması, bu yerde imar – ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise, zilyetlikte kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, bilimsel içerikli raporla tevsik edilmesi, daha önce götürülmeyen ve yeniden görevlendirilecek başka bir ziraat mühendisinden 22.10.2010 tarihli ziraat bilirkişi raporundaki belirlemelere göre, ağaçların yaşlarının dava tarihi dikkate alınarak tespit edilmeye çalışılması taşınmazın su – kuru niteliği ile sınıfının belirlenerek bir rapor haline getirilmesi, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın önceki ve sonraki durumu hakkında ayrıntılı ve görgüye dayalı beyanlarının alınması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları tüm bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
UA.