17. Hukuk Dairesi 2016/3657 E. , 2016/7400 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl ve birleştirilen dosya davacı vekili; davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın neden olduğu çift taraflı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, yaralanma sebebiyle çalışma gücünü kalıcı olarak kaybettiğini, kazanç kaybı ve tedavi giderleri olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla asıl davada 950,00 TL kazanç kaybı ve 3.000,00 TL çalışma gücü kaybı olmak üzere 3.950,00 maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminatın, birleştirilen dosyada ise 162.985,39 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Asıl ve birleştirilen dosya davalı taraf vekilleri davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla sigorta şirketi yönünden 109.602,59 TL maddi tazminatın 23.03.2015 tarihinden itibaren, davalılar ... ve ... yönünden 33.950,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, asıl dava yönünden 15.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar ... ve ..."tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, asıl davanın davalıları ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, 298/2. maddesinde ise gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, asıl davada toplam 3.950,00 TL maddi tazminatın davalılar ... ve ..."tan tahsili talep edilmiştir. Birleştirilen davada ise ise sadece ... davalı gösterilmiş olup 162.985,39 TL maddi tazminatın tahsili talep edilmiştir. Mahkemece hüküm fıkrasında “tahsilde tekerrür olmaması kaydı ile 109.602,59 TL maddi tazminatın poliçe teminat limiti ile sınırlı ve birleşen davalı yönünden birleşen dava tarihi olan 23.03.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, davalılar ... ve ... yönünden 33.950,00 TL maddi tazminat için kaza tarihi olan 30.09.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte olmak üzere davalılar ile birleşen davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline” karar verilmiştir.
Hükmün gerekçe kısmında ise “davacı tarafından davalılar .... aleyhine açılan asıl davada 3.950,00 TL maddi tazminat talep edilmiş olup kısa kararın tefhim edildiği 29.12.2015 tarihli sözlü yargılama duruşma zaptında yazım hatası sonucu davalılar ... yönünden 33.950,00 TL maddi tazminatın tahsili şeklinde hüküm tesis edildiği hususu gerekçeli kararın yazımı sırasında anlaşılmıştır” ibaresi mevcuttur.
Mahkemece kısa kararda hüküm kurulurken davalılar ... yönünden 3.950,00 TL yazılması gerekirken hata sonucunda 33.950,00 TL yazıldığı belirtilmiştir.
Bu haliyle mahkeme kararının gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmaktadır. Hüküm fıkrası ile gerekçe kısmı arasında uyumsuzluk bulunduğundan 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Kabulü göre de; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 55. maddesinde destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar hesaplanırken kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemelerin bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemeyeceği, zarar veya tazminattan indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda ... tarafından davacıya trafik-iş kazası nedeniyle 1.046,25 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı bildirilmiştir. Yine 07.01.2014 tarihli yazıda ise sürekli iş göremezlik için başvuru olmadığı bildirilmiştir. Davacının %32 oranında maluliyeti olduğunun tespit edildiği..... Kurumu raporu ise 19.12.2014 tarihinde alınmıştır. Ne var ki mahkemece, maluliyetin tespit edildiği bilirkişi raporundan sonra ..."ndan davacıya rücuya tabi herhangi bir gelir bağlanıp bağlanmadığı hususu sorulmamıştır.
Bu durumda mahkemece, ... tarafından davacıya maluliyet nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığı, bağlanmış ise bağlanan gelirin rücuya tabi olup olmadığı, bağlanan gelirler rücuya tabi ise rücu amacıyla herhangi bir dava açılıp açılmadığı, açılmış ise akıbetinin ne olduğu ve herhangi bir rücu tahsilatı yapılıp yapılmadığı hususunun ..."na sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir.
2-Bozma sebep ve şekline göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davanın davalıları ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davanın davalıları ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davanın davalılarına geri verilmesine, 16/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.