3. Hukuk Dairesi 2013/3109 E. , 2013/6965 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının davacıya 02/01/1992 tarihli sözleşme ile 2000 m² olan taşınmazı 200.000.000 TL bedel ile satıp, bedelini aldığını, zilyedliğin davacıya devredildiğini, davacının taşınmaza bina yaparak kullandığını, taşınmazın imar gördüğü, davalının davacıyı tapuyu devredeceğim diye oyaladığını devre yanaşmadığını belirterek tapu kaydının iptaline, olmadığı takdirde taşınmazın üzerindeki müştemilat bedeli ile ödenen 200.000.000 TL bedelin dava tarihi ile uyarlanarak yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların kardeş olduğunu, 02/01/1992 tarihinde sözleşme yapıldığını, satış bedelinin ise davalıya ödenmediğini, satış bedelini alamayan davalının taşınmazı kullanan davacıyı Kaymakamlık makamına şikayet ettiğini; memurların tarafları anlaştırdığını, 27/01/1992 tarihli anlaşma tutanağının yapıldığını, 02.01.1992 tarihli sözleşmenin iptal edildiğini, davacıya 900 m² yer verildiğini, davacının 900 m²"lik bu yeri 12/08/1992 tarihli sözleşme ile Kenan Yücel isimli kişiye sattığını, davacıya 540 m² taşınmazın tapu devrini yapmaya hazır olduklarını belirtmiştir.
Mahkemece; 02/01/1992 tarihli sözleşme ile davalıya ödenen 200.000.000 TL karşılığı olan 67.397,75 TL"nin, yapının değeri olan 85.109 TL"nin, ağaçların değeri olan 2.748,19 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Somut olayda; davacının talebinin dayanağı olan 02/01/1992 tarihli sözleşmeden davacının davalıdan tapulu ve 2000 m² alanlı taşınmazı 200.000.000 TL satın aldığı, bedelini ödediği anlaşılmaktadır. Davalının savunmasının dayanağı olan 27/01/1992 tarihli anlaşma tutanağının içeriğinden 02/01/1992 tarihli ilk sözleşmenin geçersiz olacağının, davacıya 900 m² yer verileceğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin 30/03/2009 tarihli dilekçesinde davacının taşınmazı boş olarak teslim aldığını, binayı Kenan Yücel"in yaptığını belirttiği görülmüştür. Dosyaya delil olarak sunulan Fethiye 3.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/559 Esas sayılı dosyasının onaylı örneğinin incelenmesinde; davacının Kenan Yücel, davalının ... olduğu, dava konusunun; 12/08/1992 tarihli harici satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak olduğu bu davanın derdest olduğu görülmüştür.
HMK 297/1-c maddesinde; hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri ve delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsayacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda; Mahkemece denkleştirici adalet ilkesi benimsenerek 02/01/1992 tarihli sözleşmeye dayanılarak taşınmazın, binanın ve ağaçların bedeline karar verilmiş olması HMK 297/1-c maddesindeki düzenlemeye uygun değildir. Taraflar arasında; binanın dava dışı Kenan Yücel tarafından yapıldığı konusunda çekişme olmadığı gibi mahkemece davalının savunmasını dayandırdığı 27/01/1992 tarihli anlaşma tutanağının tartışılmadığı, önceki sözleşmeyi etkisiz kılıp kılmadığının değerlendirilmediği, bu delilin neden gözardı edildiğinin gerekçelendirilmediği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle mahkemece yukarıdaki açıklamalar göz önünde bulundurularak; dosyaya sunulan tüm deliller incelenmek, taraflar arasında yapıldığı ileri sürülen 02/01/1992 ve 27/01/1992 tarihli sözleşmeler tartışılıp değerlendirilmek, davaya konu taşınmazda yer alan binanın dava dışı kişi tarafından yaptırıldığının tartışmasız olduğu göz önüne alınmak suretiyle varılacak uygun sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken somut olaya ve HMK 297/1-c maddesine aykırı biçimde eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.
Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarınn incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.