16. Hukuk Dairesi 2015/13267 E. , 2015/11770 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan, 112 ada 247 ve 390 parsel sayılı 2.258,37 ve 5.419,29 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar hakkında aynı kuvvet ve mahiyette farklı tapu kayıtlarının bulunması nedeniyle taşınmazların tesbitine ilişkin uyuşmazlık çıktığından, konu Kadastro Komisyonuna intikal etmiş; Kadastro Komisyonunca, yetkisizlik kararı verilerek tutanak ve ekleri Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli 112 ada 247 ve 390 parsel sayılı taşınmazların ... ve müşterekleri adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre 112 ada 247 parsel sayılı taşınmaza yönelik yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle bu taşınmaz yönünden usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2- Dava konusu 112 ada 390 parsel sayılı taşınmaz yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Mahkemece; çekişmeli taşınmazın davacılar ve davalıların tutundukları tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı, davalıların tutunduğu tapu kaydının daha eski tarihli olduğu ve hukuki değerini koruduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Mahkemece davalıların tutunduğu 04.05.1982 tarih ve 10 sıra numaralı tapu kaydının hukuki değerini koruduğu ve davacıların tutunduğu 11.01.1990 tarih ve 22 sıra numaralı tapu kaydından daha önce tesis edildiği ve davalıların tapu kaydına değer verilmesi gerektiği doğru olarak tespit edilmiştir. Ancak tarafların tutundukları tapu kayıtlarının kapsamları belirlenirken yerel bilirkişi ve tanıklardan sınırları yönünden somut, açık ve gösterime dayalı bilgi alınmamış, komşu taşınmazların tutanak örnekleri ve kayıtları getirtilip denetlenmemiş, sadece bir mahalli bilirkişinin soyut beyanları ile yetinilerek karar verilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve uygulama karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca ulaşmak için; mahallinde elverdiğince yaşlı ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek en az üç kişilik yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında, davacı dayanağı 11.01.1990 tarih ve 22 sıra numaralı tapu kaydının hükmen oluştuğu da göz önünde bulundurularak tapu kaydının haritası uygulanıp kapsamı 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre; kroki zemine uygun olmayıp, uygulama kabiliyetinin bulunmaması halinde ise bu tapu kaydı ile davalıların tutunduğu 04.05.1982 tarih ve 10 sıra numaralı tapu kaydının ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtta yazılı hudutlar yerel bilirkişilerce zeminde tek tek göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtta yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle her iki kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Keşif icrası sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından tapu kaydının ihdası, intikali, intikal sırasında hudutlarda ve miktarda değişiklik varsa bu değişikliğin nedeni, hudutların arz ettikleri özelliklerle taşınmazları kimin hangi tarihten bu yana ne sıfatla tasarruf ettiği hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberinde götürülecek teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların hudutları ile kapsamını belirtir keşfi takibe imkan verir gerekçeli kroki ve rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 15.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.