22. Hukuk Dairesi 2015/7494 E. , 2016/13122 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesien karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin, davalıya ait otelde 08.08.2006 tarihinden itibaren 01.09.2013 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, işçilik alacaklarını şifahen talep ettiği halde ödenmemesi üzerine...Noterliği aracılığıyla ihtar çektiğini,ancak davalı otel yönetiminin de işe devamsızlık yaptığı gerekçesiyle iş sözleşmesine son verildiğini söylediklerini beyan ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, bayram, hafta sonu ve genel tatil ücreti ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davacı çalıştığı otelde kaldığını ve gece gündüz çalıştığını iddia etmiştir. Dosyaya çalışma saatlerine ilişkin puantaj kaydı, mesai çizelgesi gibi kayıtlar sunulmamıştır. Davacı tanıkları davacı ile birlikte çalışan kişiler olmayıp, çalışma saatlerine ilişkin beyanları yoktur. Davalı tanığı beyanında, sabah 08:00 akşam 18:00 saatleri arasında çalıştıklarını, ancak davacı otelde konakladığı için akşam saatlerinde iş olursa ilgilendiğini; Davacı ... davalı ortak tanığı ise; davacının otelde konakladığını, otelde iş olduğu sürece çalıştıklarını, iş olmadığı zamanlarda da istirahat ettiklerini söylemiştir. Tanık anlatımları, yapılan işin niteliği ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı tanık anlatımına göre haftanın altı günü 08:00-18:00 saatleri arasında çalıştığının kabulü dosya içeriğine uygun düşecektir. Bu halde, mahkemece davacının fazla mesai alacağı, belirtilen süreler esas alınarak yeniden hesaplanmalıdır.
Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Somut olayda davalının ıslaha karşı süresinde zamanaşımı def"inde bulunduğu anlaşılmasına göre mahkemece ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def"i değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.