3. Hukuk Dairesi 2013/4857 E. , 2013/7104 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin reşit olması ile daha evvel hükmedilen 100 TL iştirak nafakasının kanunen sona erdiğini, müvekkilinin Gürcistan"da Uluslararası ... Üniversitesi 1. sınıf öğrencisi olarak eğitim hayatının devam ettiğini belirterek müvekkilinin eğitim hayatının devam edebilmesi için davalı babadan aylık 400 TL yardım nafakasının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı dilekçesinde; malulen emekli olduğunu, aylık 894 TL maaşı olduğunu, emekli maaşı dışında geliri olmadığını, davacının talebinin yüksek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü, davacı için aylık 400 TL yardım nafakasına hükmedilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 364/1.maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365.maddesinin 2.fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu"nun 328/2.maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.
Hukuk Genel Kurulu"nun 07.06.1998 gün, 1998/656-688 sayılı ilamında yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez.
Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne ve babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Türk Medeni Kanun"un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların baba oğul oldukları; 1993 doğumlu davacının Gürcistan Uluslararası Karadeniz Üniversitesi birinci sınıf öğrencisi olduğu, annesine ait evde annesi ve bir kardeşi ile kaldığı, davalı babanın ise emekli olup aylık 894 TL emekli maaşı aldığı, annesine ait evde kira vermeden oturduğu, davacının dava dışı annesinin de Trabzon Emniyet Müdürlüğün"de memur olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, davalının gelir durumu, dava dışı annenin de nafakaya katılma yükümlülüğü nazara alındığında hükmedilen nafaka miktarı, davalının tespit edilen geliri ile mütenasip olmayacak şekilde fazla olup, Türk Medeni Kanunu"nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; davacının giderleri ve nafaka yükümlüsü davalının geliriyle orantılı olacak şekilde, dava dışı annenin de davacının masraflarına katlanma yükümlülüğü dikkate alınarak, hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.