12. Ceza Dairesi 2014/1170 E. , 2015/355 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanun"un 65/b, TCK"nın 62/1, 53/1-2-3, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
2863 sayılı Kanun"un, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin ..."nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanun"un 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanun"un 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmi Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanun"un 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanun"un 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanun"un 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanun"un 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, Taşınmaz Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu"nun 25/09/1984 gün, 397 sayılı kararıyla belirlenen, ...Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 11/02/2004 gün, 12390 sayılı kararıyla sınırları güncelleştirilen ve aynı Kurul"un 28/11/2006 gün, 2580 sayılı kararıyla uygun bulunan koruma amaçlı imar planında kentsel sit alanı içinde, ayrıca 2403/2004 gün, 12537 sayılı kararıyla belirlenen 9, 30 ve 30-B sıra numarası ile tescilli yapılara cephe veren konumda kalan İzmir ili, Selçuk ilçesi, Şirince köyü, İstihlas mevki, 230 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan mevcut 3 katlı yapının zemin katına 7.50 metre eninde, 3.15 metre yüksekliğinde molozdan duvar yapıldığının tespit edilmesi üzerine açılan kamu davası ile ilgili olarak, suça konu taşınmazın tapu kaydına 23/10/2001 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı ibaresinin şerh düşüldüğü görülmekle birlikte, bu şerh tarihinden, suç tarihine kadar tapuda herhangi bir işlem yapılmaması karşısında, dosya kapsamı itibariyle sanığın bahse konu bölgenin kentsel sit alanı içerisinde, suça konu yapının ise tescilli taşınmazlara cephe veren konumda olduğunu bildiğine ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığı, bu kapsamda, ilgili tescil kararlarının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği, ilan edilmiş ise, sanığın ilan tarihi itibariyle ve uzun zamandır bahse konu bölgede yaşayıp yaşamadığı, bölgenin bu niteliğinin çevrede yaşayan şahıslar tarafından bilinip bilinmediği, nihayetinde, inşai müdahale gerçekleştirilen yapının kentsel sit alanında ve tescilli taşınmazlara cephe veren konumda bulunduğunun sanık tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespiti ile sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile mahkumiyetine ilişin yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 14/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.