Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/460
Karar No: 2010/13782
Karar Tarihi: 27.05.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/460 Esas 2010/13782 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2010/460 E.  ,  2010/13782 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 6. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 28/10/2009
    NUMARASI : 2009/1271-2009/1225

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı tarafından senede dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile takibe karşı borçlu mirasçılar takipten sonraya ilişkin olarak bono alacağından dolayı 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğradığı kabul edilerek icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir.
    TTK’nun 688/6.maddesinde bonolarda tanzim yerinin yazılı olması gerektiği, aynı kanunun 689/son maddesinde ise tanzim edildiği yer gösterilmeyen bononun tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. HGK’nun 02.10.1996 tarih ve 1996/12-590 sayılı kararında da benimsendiği üzere tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak köy gibi) yazılması yeterli ve zorunlu olup, ayrıca adres gösterilmesi mecburiyeti bulunmamaktadır.
    Takip dayanağı 15.10.2002 tarihli yirmibeş milyar bedelli bonoda tanzim yeri (79 sokak 16/6 Emek) şeklinde yazılmış olup, idari birim gösterilmemiştir. Bu durumda takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliği taşımaz. Senet bono niteliğinde olmadığından TTK’nun bonoya ilişkin 690.madde göndermesi ile tatbik edilen 661/1.maddesi bu senet için uygulanamaz. Bu belge adi senet niteliğini taşıdığı için Borçlar Kanunu’nun 125.maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Somut olayda 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından borçlu itirazının reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi