8. Hukuk Dairesi 2011/5190 E. , 2012/1102 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile Hazine, Hendek Belediye Başkanlığı ve Başpınar Mahallesi Muhtarlığı, dahili davalılar ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Hendek Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 11.05.2011 gün ve 183/206 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... ve arkadaşları vekili, 110 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 2/6"şar payının ... ve ... adına, kalan 1/6 şar payın ise “Ali” ve “...” adına kayıtlı olan taşınmazın tamamının mirasen intikal yoluyla 20 yılı aşkın bir süredir vekil edenlerinin zilyetliğinde bulunduğunu, Ali ve Osman’ın TMK.nun 713/2. maddesinde yazılı olan tapuda malikinin kim olduğu anlaşılamayan kişilerden olduğunu belirterek “...” ve “...” adına kayıtlı bulunan payların iptaliyle vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, TMK.nun 713/2. maddesi koşullarının oluşmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, TMK.nun 713/2. maddesi koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere ve kural olarak; TMK.nun 713/2. maddesindeki “...malik"in tapu kütüğünden anlaşılamaması...” hali, taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak gerekli bilginin tapu sicilinden çıkarılmasının imkansız olmasıdır (HGK.nun 10.4.1991 tarih, 1991/8-51 Esas, 194 Karar sayılı ilamı). Kütükteki bilgi ve belgelerden, gerekli dikkati gösteren herkesin malikin kim olduğunu anlayamayacağı haller ile malik adının müphem ve yetersiz gösterilmesi, malik adının silinmiş ve yenisinin yazılmamış olması gibi hallerde malikin tapu kütüğünden anlaşılmadığı sonucuna varılabilir
Somut olayda; davacılar vekili dava konusu 110 ada 13 parsel sayılı taşınmazda 1/6"şar oranda pay sahibi görünen kayıt maliki "Ali" ve "Osman"nın tapu kütüğünden kim olduğunun anlaşılamadığını açıklayarak TMK.nun 713/2.maddesi gereğince iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Dava konusu 110 ada 13 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağındaki açıklamalara göre; parsele uygulanan dayanak, 11.01.1939 tarih ve 6 sıra
numaralı tapu kaydı ile 1/6" şar payın ... oğlu ... mirasçıları ...ve ...’a ait olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaza ait kadastro tutanağı ve ekli belgelere göre, kayıt maliki bilinmeyen kişi olmayıp aksine tanınan ve bilinen bir kişidir. Kayıt malikinin ölüm tarihi ve mirasçılarının belirlenememesi, kimliğine ait bilgilerin elde edilememesi ve adresinin saptanamaması gibi hususlar o kişinin tapu kütüğünden maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Bununla kanun koyucu tarafından tapu kütüğünün incelenmesinden anlaşılamayan, kim olduğu belirlenemeyen hayali kişiler amaçlanmıştır. Saptanan somut ve hukuki olgular karşısında davanın maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan sebebine dayanılarak açıldığı ve kayıt malikinin kanun anlamında bilinen kişi olduğunun anlaşılması karşısında mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Davada davacı taraf bakımından taraf teşkili tam olarak sağlanamamış ise de; varılan sonuç gözetildiğinde bu eksikliğin tamamlanıp tamamlanmamasının sonuca etkili bulunmadığı kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.