3. Hukuk Dairesi 2021/7181 E. , 2021/10445 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile aralarında 15/01/2010 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu, kira sözleşmesine konu iki ayrı iş yerinin aylık kira bedelinin toplam 5.852,30 TL olduğunu, ancak ödenen kira bedelinin emsallerine göre düşük kaldığını ileri sürerek, kira bedelinin aylık 10.000 TL olarak tespitini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, dava konusu kiralanan taşınmazların 15/01/2015 tarihinden itibaren aylık kira bedellerinin ayrı ayrı brüt 5.156,25 TL olarak tespitine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 19/03/2019 tarihli ve 2017/6359 Esas 2019/2252 Karar sayılı kararla, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; davanın kısmen kabulüne, kiralanan taşınmazların 15/01/2015 tarihinden itibaren başlayan kira dönemi itibariyle aylık kira bedellerinin ayrı ayrı net 4.125 TL, brüt 5.156,25 TL olarak tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1) Hukuki dinlenilme hakkı, temel dayanağını Anayasa"nın 36. maddesinde yer alan hak arama özgürlüğüne ilişkin düzenlemeden alır. Anayasa"nın 36. maddesine göre, herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Bu düzenlemenin medeni usul hukukundaki yansımasını hukuki dinlenilme hakkı oluşturur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesine göre; "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir."
Hakkın temel unsurları maddede tek tek belirtilmiş, böylece uygulamada bu temel yargısal hak konusundaki tereddütlerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Bunlardan ilki "bilgilenme hakkı" dır. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmesi zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hak sahibinin kendisi ile ilgili yargılama ve yargılamanın içeriği hakkında tam bir şekilde bilgi sahibi olması sağlanmalıdır ( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25/02/2015 tarihli ve 2013/2164 Esas 2015/873 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir).
Yine HMK"nın 280. maddesine göre; "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir." Bilirkişi rapor örneğinin; taraflarca okunup değerlendirilebilmesi, varsa itirazlarını dile getirebilmeleri ya da belirsizlik gösteren hususlar hakkında açıklama yapılmasını temin amacıyla veya yeni bilirkişi incelemesini talep edebilmeleri için taraflara tebliğ edilmesi zorunluluğu öngörülmüştür.
Somut olayda; mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu davalı vekiline tebliğ edilmeksizin, esas hakkında karar verildiği görülmüştür.
Buna göre; mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, yargılama sırasında alınan 20/04/2021 tarihli ek bilirkişi raporu davalı vekiline tebliğ edilip, davalı vekiline rapora karşı itirazlarını sunma hakkı verildikten sonra, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.