Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/5149
Karar No: 2013/7307
Karar Tarihi: 06.05.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/5149 Esas 2013/7307 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/5149 E.  ,  2013/7307 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen muarazının meni davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dilekçesinde; müvekkiline ait işyeri için davalı idareye yapılan elektrik aboneliği başvurusunun kabul edildiğini ve 07.12.2011 tarihinde 411134 nolu aboneliğin tesis edildiğini, ancak davalı idarenin 09.01.2012 tarihinde gerekli şartları taşımadığı gerekçesiyle müvekkiline ait aboneliği iptal ettiğini, oysa müvekkiline ait işyerinin bulunduğu binanın 20.12.2004 tarihinden önce yapıldığını ve belediye hizmetlerinden yararlandığını, bu nedenlerle İmar Kanununun geçici 11. maddesi uyarınca müvekkiline ait işyerine elektrik aboneliği tesis edilmesi gerektiğini ileri sürerek; davalının elektrik aboneliğinin iptali suretiyle yarattığı muarazanın meni ile elektrik bağlantısının sağlanmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait işyerinin bulunduğu binanın iddia edilenin aksine yeni inşa edilmiş bir yapı olduğunu, mevzuata göre yeni yapılara abonelik tesisi için inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izin belgelerinin ibraz edilmesi gerektiğini, ancak davacının bu belgeleri ibraz etmek yerine başka bir aboneye ait olan 1778120 nolu aboneliğin yerini değiştirmek suretiyle kendi adına abonelik tesisini sağladığını, bu durumun gerçek abonenin yazılı başvurusu üzerine yapılan inceleme ile tespit edildiğini ve davacı adına tesis edilen aboneliğin iptal edildiğini savunarak; davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; 3194 Sayılı İmar Kanununun geçici 11. maddesi ve davalı idarenin abonelik işlemlerini düzenleyen genelgesine göre 20.12.2004 tarihinden önce yapılan ve belediye hizmetlerinden yararlanan ruhsatsız yerlere elektrik aboneliğinin verilmesi gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacıya ait binanın da bu tarihten önce yapıldığı ve davalı idarenin yasal olarak elektrik abonesi olduğu, ancak davalı kurumun yasaya aykırı olarak aboneliği iptal ettiği ve elektriği kestiği gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu yere davalı idarece abonelik işlemi tesis edilmek suretiyle muarazanın giderilmesine ve elektriğin bağlanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık, maliki bulunduğu işyeri nedeniyle, davacının; davalı idareden geçici elektrik aboneliği tesis edilmesini isteyip isteyemeyeceği konusundadır.
    3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesi; “Yapı tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye ve valilikten izin alınması mecburidir. Mal sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespiti gerekir.” hükmünü içermektedir. Yine aynı kanunun “Kullanma İzni Alınmamış Yapılar” başlıklı 31.maddesinde de; “İnşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir. Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar. Ancak, kullanma izni alan bağımsız bölümler bu hizmetlerden istifade ettirilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Açıklanan yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; yapı kullanma (iskân) izni verilmeyen veya alınmayan yapıların, izin alınıncaya kadar elektrik ve belediye (ferdi abonelik) hizmetlerinden faydalanamayacakları açıktır.
    Hal böyle iken, yasa koyucu; ülkemizde, yapı (inşaat) ruhsatı alınmadan inşa edilmiş ya da yapı (inşaat) ruhsatı alınmasına rağmen yapı kullanma (iskân) izni alınmamış birçok yapının bulunması nedeniyle yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere, 5784 sayılı Kanunun 25. maddesi ile 3194 sayılı İmar Kanununa eklenen geçici 11. madde ile bir istisna getirmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olup, kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılara; yol, elektrik, su, telefon, kanalizasyon ve doğalgaz gibi altyapı hizmetlerinden birinin veya birkaçının götürüldüğünün belgelenmesi halinde, ilgili yönetmelikler doğrultusunda fenni gereklerin yerine getirilmiş olması ve bu maddenin yayımı tarihinden itibaren başvurulması üzerine, kullanma izni alınıncaya kadar ilgili mevzuatta tanımlanan ait olduğu abone grubu dikkate alınarak, geçici olarak su ve/veya elektrik bağlanabilir. Bu kapsamda, ilgili belediyeden dağıtım şirketlerine elektriğin kesilmesi talebinin söz konusu olması halinde, aboneliği iptal edileceğinden, su ve/veya elektrik bağlanması herhangi bir kazanılmış hak teşkil etmez. Ancak, yapı (inşaat) ruhsatı alınmış ve buna göre yapılmış olma şartı 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olan yapılarla ilgili olarak uygulanmaz.” hükmünü içermektedir. Madde içeriğinden de görüldüğü üzere yasa koyucu, getirdiği istisnanın uygulanma süresini sınırlandırmakla yetinmemiş, ayrıca kanunun uygulanmasını bazı şartların gerçekleşmiş olmasına da bağlamıştır. Bu nedenle, geçici abonelik tesisi işlemlerinde; kanunda sayılan şartların tamamının mevcut olduğu işlemin tesis edilmesini isteyen kişi tarafından ispat edilmeli, ayrıca işlemi tesis edecek kuruluşlar (ve dava yolu ile tesis edilmesi istenildiği takdirde mahkemece) tarafından da süre sınırının aşılıp aşılmadığı denetlenmelidir.
    Yapılan bu açıklamalardan sonra, dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacıya ait işyerinin yer aldığı binanın yapı (inşaat) ruhsatı alınmadan inşa edildiği ve halen tapuda arsa vasfı ile kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı, işyerinin bulunduğu binanın 12.10.2004 tarihinden önce yapılmış olduğunu ispat etmekle yükümlüdür.
    Somut olayda; iddiasını davalı idarenin ve dava dışı belediyenin kayıtları ile keşif ve alınacak bilirkişi raporuna dayandıran davacı, toplanan bu delillerle davasını ispat edememiştir. Zira, dava dışı belediye, davacıya ait taşınmazın yapı ruhsatının bulunmadığını, ancak davacının beyanına göre binanın yapıldığı tarihin belirlendiğini bildirmiştir. Öte yandan, mahkemece görüşüne başvurulan mimar bilirkişi kök raporunda; dava konusu binanın yeni bir bina görünümünde olduğunu, ancak boyasının yeni olması nedeniyle binanın yeni bir yapı mı veya daha sonra tadilat yapılarak başka bir plana dönüştürülen bir yapı olup olmadığı hakkında kati bir sonuca erişilemeyeceğini, bu nedenle binadan betonarme parçası alınarak karot incelemesi yapılması gerektiğini bildirmiş, sonradan düzenlediği ek raporunda ise; karot incelemesi sunucu elde edilen verilerin yapının yaşının göstermeyebileceğini, ancak binanın betonarmesinin elle karıştırılarak döküldüğünü, bu yöntemin ise 2004 yılında yürürlüğe giren yönetmelik ile yasaklandığı, buna göre binanın 2004 yılı ve öncesinde yapıldığı kanaatine vardığını bildirilmiştir. Bu haliyle raporun, varsayıma dayalı olarak hazırlandığı, dolayısıyla hükme esas alınacak nitelikte olmadığı ortadadır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi