MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ


Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

Asıl dosya davacısı, mülkiyeti davalılardan Mustafa"ya ait olan aracı diğer davalı galerici..."dan satın aldığını, bir süre kullandıktan sonra kendisinin de aracı dava dışı şahsa sattığını ve aracın yurda sahte belgelerle sokulduğunun anlaşılması nedeniyle el konulduğunu, kendi akidinden almış olduğu satış bedelini iade etmek zorunda kaldığını, kendisinin de satış bedeli olarak ödediği 25.582,00 TL maddi zararının olduğunu; ayrıca, araca el konulması nedeniyle kaçakçılık suçundan saatlerce ifade verdiğini, işinden gücünden kaldığını ve üzüntü duyduğunu ileri sürerek, maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama aşamasında davalı Mustafa"ya karşı yönelttiği davadan feragat etmiş, birleşen dava davacısı da davalı galerici..."dan araç satın aldığını, aracın gümrük kaçağı çıkması nedeniyle satış bedeli kadar maddi zarar uğradığını ileri sürerek, maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davaların reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş olup, kararın temyizi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 20/02/2018 tarihli ve 2015/25995 esas -2018/2150 karar sayılı ilamı ile davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi’nin görevli olması gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararı sonrası, Devrek 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yaptığı yargılama neticesinde; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup, verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 373/4 ve geçici 3. maddelerinin düzenleniş amacı, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır.
Diğer bir anlatımla, Yargıtay’ın verdiği bozma kararları üzerine verilen kararların tekrar Yargıtay denetiminden geçmesi, başka bir deyişle Yargıtay kararının istinaf yolu ile denetlenmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; Devrek 2.Asliye Hukuk mahkemesi kararının görev yönünden bozulmasına karar verilmiş, bu aşamadan sonra, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla esasa ilişkin yargılama yapılıp karar verilmiştir.
Aleyhine kanun yoluna gidilen karar, Devrek 2. Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)kararı olup, bu karar ile ilgili olarak Yargıtay’ın esasa ilişkin bir denetimi söz konusu değildir.
Bu itibarla, 03/04/2019 tarihinde verilen ve daha önce esasa ilişkin Yargıtay denetiminden geçmeyen kararın, kanun yolu denetimi “İstinaf” olup, görevli merciinin Bölge Adliye Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE, 21/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.